Ankara’dan İstanbul’a doğru yürüyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “bitmeyecek” dedi:
-Bu eylemleri çeşitli biçimlerde sürdüreceğiz. Gündemimize sivil itaatsizlik çerçevesinde eylemler de girebilir.
Nedir sivil itaatsizlik?
En basit anlatımıyla devletin aldığı bir karara uymamaktır. Bir başka ifade ile yasaya aykırı eylemdir.
İşte “adalet” diyen, “adalet için yürüdüğünü” söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun geldiği nokta bu: “Sivil itaatsizlikten” bahsediyor, yasalara aykırı eylemlere doğru evrimle planları yapıyor.
Bekliyordum bunu, hiç de şaşırtıcı olmadı.
Zaten, şu anda yaptığı yürüyüşün de yasalara ne kadar uygun olduğu tartışmalı!
***
Sıkıntılı ve hassas bir konudur bu sivil itaatsizlik…
Bu güne kadar genellikle terör örgütlerinin sivil uzantıları tarafından gündeme getirildi. HDP ve DTK tipi eylemler bunlar. Geçmişte sürekli olarak Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ gibi isimlerce ortaya atıldı. Kandil’deki terör baronları tarafından da köpürtüldü ve desteklendi.
Geçmişte pek çok örneğini gördük ve yaşadık bunun…
“Sivil itaatsizlik” denildi. Kaos için düğmeye basıldı. Her seferinde sonuç aynı oldu. Atılan adımlar, kan ve gözyaşı üretti.
Kılıçdaroğlu da bu ülkenin vatandaşı olduğuna ve bu ülkede yaşadığına göre, görmemiş olamaz bunları. Her şeye rağmen bugün “sivil itaatsizlikten” bahsediyorsa eğer, ortada iki ihtimal var:
1)Ya bu yaşananlardan ders almadı.
2)Ya da geçmişteki sıkıntıların bugün de tekrarlanmasını istiyor.
Var mı bunun bir başka izahı?
***
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bugün cezaevinde. Hakkında, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne, huzuruna yönelik çeşitli suçlamalar var. Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da adeta ondan boşalan yeri doldurmak ister gibi. Geçmişte Demirtaş’ın yaptıklarına benzer açıklamalarda bulunuyor.
O yürüyor, HDP’liler destek veriyor. Bu arada Kandil’deki terör baronlarından da “Kılıçdaroğlu doğru yolda” türünden açıklamalar geliyor.
Bu kadarla kalmıyor…
Yürüyüş kolunun içinden FETÖ’cüler çıkıyor. Kalabalıktaki bazı gruplar DHKP-C ile özdeşleşmiş marşlar söylüyor.
Kemal Bey, sürekli olarak “provokasyona gelmeyeceğiz” türünden açıklamalar yapıyor, yapmasına da…
Provokatörler arkasındaki yürüyüş kolunun içinden çıkıyor! Oğlu FETÖ’cü olan ve Kemal Bey’e “Aslan gibi Genel Başkanım” diyen Şenay Günaydın isimli bir kadın kameraların karşısında fitil ateşlemeye çalışıyor:
“Kimseye merhamet yok. Çoluğunuzu çocuğunuzu sokağa dökün. Bunlar sokağa dökülmekten anlıyor.”
Kılıçdaroğlu ile birlikte yürüyenler tarafından çılgınca alkışlanıyor. Bir tek Allah’ın kulu çıkıp da “Dur, sen ne yapıyorsun” demiyor.
Kılıçdaroğlu’nun sözde aradığı adalet devreye girerek bu kadın hakkında işlem yapıp tutuklamasa, yürümeye devam edecek.
Aslında bu kadın Kılıçdaroğlu’ndan farklı şeyler de söylemiyor. Kemal Bey de Hükümet’e “Bu sesi duyun” çağrısı yapıp, “Aksi takdirde toplumsal patlamalar olur” türünden bir tehditte bulunmamış mıydı?
***
Lafı hiç evirip çevirmeden söylüyorum:
Kemal Kılıçdaroğlu, “sivil itaatsizlik” gibi sözler sarf ederek ateşle oynuyor. “Adalet istiyorum” derken, aslında tecelli etmiş bir adli karara tepki için toplumu harekete geçirmeye çalışıyor.
Bu ülkede darbe yapmaya çalışan, demokrasiyi rafa kaldırıp hepimizi esir almak isteyen kirli bir terör organizasyonu olan FETÖ’nün MİT TIR’ları operasyonu ile ilgili mahkeme kararına tepki için yürüyor! Hem de darbe teşebbüsünün birinci yıldönümünde bunu yapıyor.
Kılıçdaroğlu nasıl bir adalet arıyor?
Kimi aklamaya çalışıyor?
En önemlisi de “sivil itaatsizlik” gibi son derece tehlikeli sözleri kimin adına ve neden sarf ediyor?
Sadece ben değil, pek çok CHP’li de bu soruların cevabını arıyor! Onlar da görüyorlar, bu yolun sonunun aydınlık olmadığını!