Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Kuveyt’teyiz. DEAŞ’a karşı oluşturulan koalisyonun temsilcileri burada. Bir yandan “DEAŞ’la mücadele” konuşuluyor, diğer taraftan Irak’ın yeniden imarı için atılacak adımlar masaya yatırılıyor...
Burada herkesin merak ettiği bir başka konu ise, Türkiye’nin yürüttüğü Afrin Operasyonu ve Türk-ABD ilişkilerinin geleceği.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da Kuveyt’te. Burada birtakım temaslar yaşanacak elbette. Ancak Tillerson, Kuveyt’teki toplantının ardından Türkiye’ye geçecek ve asıl dananın kuyruğu o zaman kopacak. ABD Dışişleri Bakanı’nın yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve cuma günü de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile yapacağı görüşmeler, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceğini belirleyecek.
Türkiye bıktı artık, Amerika’nın ikiyüzlü davranışları ve “Tavşana kaç, tazıya tut” politikalarından. Bunu da en üst seviyede diye getirmeye başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamaların üstüne, hem Başbakan Yıldırım, hem de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan ABD’ye yönelik çok sert mesajlar geldi.
Üstelik, Amerika’nın 2019 Yılı için hazırladığı “terörist YPG’ye destek bütçesi” de ortaya çıktı. Bu terör örgütüne 450 milyon dolar ayrıldı. Geçen yıl bu para 430 milyon dolardı. Sürekli olarak Türkiye’yi oyalamaya çalışan ve sözler veren ABD, gözümüzün içine baka baka, onlara vereceği desteği artırdı.
Ne yapacak YPG o destekle?
Tabii ki bize saldıracak ve daha fazla askerimizi öldürecek.
Türkiye açısından kabul edilebilir bir durum değil bu.
***
İşte biz de Tillerson Ankara’ya geldiğinde aynen böyle diyeceğiz. Ne olduğu, ne olacağı ve nereye gideceği belli olmayan bu ilişkinin artık sürdürülemeyeceğini açık ve net bir dille kendisine anlatacağız.
Çünkü, yılan hikâyesine dönen ve giderek çirkinleşen bu ilişkiye Türkiye artık nokta koymak istiyor. Ya öyle, ya böyle.
ABD, zaten Afrin Harekatı’nın başlamasıyla birlikte Türkiye’nin ne kadar ciddi olduğunu gördü. Kendi aralarında tartışmalar başladı. Mesela, “Münbiç’ten askerimizi çekelim, Fırat’ın doğusu için zaman kazanalım” gibi projeler üretiyorlar. Ancak, bunu yaparken bile, bir taraftan da bize aba altından sopa gösteriyorlar.
Bütün bunların farkında olan Türkiye, bu defa hiç olmadığı kadar net konuşacak. Ankara’da Tillerson’a, “Bu böyle gitmez kopar” mesajı çok güçlü bir şekilde verilecek.
Neler mi yapacak Türkiye?..
Birincisi, “Artık size inanmıyoruz, adım atın görelim” diyecek. ABD’nin Türkiye’ye düşmanlık yaptığı ve Türk halkının meseleye böyle baktığı bir şekilde kendilerine iletilecek.
ABD’nin YPG ile ilişkisini tamamen kesmesi istenecek.
“Bu terör örgütüne silah vermeyin, verdiklerinizi de geri alın” talebi bir defa daha tekrarlanacak.
Hem de çok net ve sert bir şekilde.
***
Tabii bu kadarla da kalmayacak.
Tillerson Ankara’da, yaptığı görüşmeleri bitirip ülkesine dönerken;
1) Türkiye’nin siparişini ve bir kısım parasını verdiği F-35’ler konusunda geri adım atabileceğini görmüş olacak.
2) Kürecik’le ilgili radikal adımlar atmaya hazır olduğumuzu iyice anlayacak.
3) Amerikalıların İncirlik Üssü’nün kapatılması riskiyle karşı karşıya bulundukları konusunda herhangi bir tereddütleri kalmayacak.
Türkiye ABD ile ilişkilerde bıçağın kemiğe dayandığı noktaya geldi. Bu durum da Tillerson’a bütün açıklığıyla gösterilecek.
***
“Ne olacak?” derseniz, inanın ben de bilmiyorum. Ancak, bu defa ne olacaksa olacak. Türkiye, açık konuşacak ve Amerika’dan da açık ve net olmasını isteyecek.
Amerika yine oyun oynamaya devam ederse...
Tahammülü kalmadı artık Türkiye’nin. Atılması gereken hangi adımlar varsa, onlar birer birer atılacak.