Moskova'nın en işlek havalimanı olan Domododevo'da gerçekleşen intihar saldırısı tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Bunda hayatını kaybedenlerin arasında farklı ülkelerin vatandaşlarının olmasının yanı sıra, havaalanlarının sanki ülke toprağı değil de tüm kürenin bir araya geldiği ortak kullanım mekanları olarak algılanmasının da rolü var kuşkusuz. Bu tür saldırılarda milliyetine bakılmaksızın herkes kolayca empati kurabiliyor ve kendinden de bir şeyler kaybettiğini ya da kaybedebileceğini bir kez daha hissediyor. Bir Türk uçağının olaydan dakikalar önce havalandığını da göz önünde bulundurursak, bugün yas tutmakta olan ülkelerden birisi olmadığımız için şanslı olduğumuzu söyleyebiliriz.
Bu saldırı geçtiğimiz yılın mart ayında Moskova'da gerçekleştirilen metro saldırılarından sonraki en yıkıcı terör eylemi olarak tarihe kaydoldu. Lakin bu ne ilkti, maalesef ne de son olacak gibi duruyor. Kısa bir değerlendirme yapalım.
1 Tahrip gücü yüksek bir patlayıcı ile kalabalık bir mekanda olası hasarı ölçen birileri tarafından planlandığı belli olan saldırıda, 35 kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 170 kişi de yaralandı. Terör saldırıları son on yılda giderek sembolik nitelikli eylemler olmaktan çıkarak, kitlesel ölümlere yol açacak düzeyde şiddet içermeye başladı. Bir bavul içerisine yerleştirilen 10 kg.lik bir patlayıcının kalabalık ortamda kitlesel imha gücüne sahip olması, bu tür terörizmin işini kolaylaştırıyor. Bombanın kimyasal veya nükleer bir madde kullanılarak yapıldığını düşünürsek, ileride dünya toplumunu nelerin beklediğini daha rahat anlayabiliriz.
2 Eylemin öncesinde Rusya'da ne tür önlemlerin alındığı ve alınamadığı konusu da ayrı bir inceleme konusu. Anlaşıldığı kadarıyla eyleme dair bir ön istihbarata rağmen eylemi engellemek mümkün olamamış. Bu durum güvenlik güçlerinin ciddi bir zafiyet içerisinde olduğunu gösteriyor. Buna mukabil bugüne kadar yapılan neredeyse bütün büyük eylemlerden önce az çok istihbarat alındığı da göz ardı edilmemeli. İstihbarat alınması, eylemin mutlak surette engellenebilmesi anlamını taşımıyor. İstihbarat ne kadar iyi olursa olsun, binlerce doğru, yanlış ve yönlendirilmiş bilginin içerisinden seçme yapmak gerekiyor. 100 eylem girişiminden 99 tanesi durdurulsa da 1 tanesi aradan sıyrılmayı başarıyor ve ortaya çıkan manzara da bu...
3 Eylem sonrası alınan önlemler bakımından da Domododevo Havaalanı örneği bir vaka çalışması niteliğinde. Patlamanın hemen sonrasında bile havaalanı işlemeye devam ediyor, uçaklar inip kalkıyor, paniğin felç ortamına dönmesine izin verilmiyor. Video görüntülerinde bir yandan yaralılar taşınırken, diğer yandan da alandaki yolcuların hala uçuş telaşında olduğu görülüyor. Halkta belki bu tür terör saldırılarına alışkın olunmasından, belki de devletin büyük gücünün verdiği güvenden kaynaklanan bir soğukkanlılık var. Kimse linç etmek için sokaklarda Arap görünümlü insan ya da Çeçen militan aramıyor. En azından şimdilik, terörle mücadele işini halkın değil, devletin yürütmesi gerektiğine dair inanç yüksek.
4 Medvedev'in saldırı sonrası ilk açıklamalarını twitter üzerinden yapması sosyal medyanın gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Medvedev, Obama gibi 1 milyon takipçiye sahip olmasa da, mesajını bu mecradan yüz binlere ulaştırıyor. Zira terörizm özünde reel dünyaya ait bir şey olsa da, 'terör haberi' sanal ortamın bir malzemesi. Mücadele için her iki dünyada da var olmayı bilmek ise çok önemli.