213 yılına girdik. Yeni yılın ülkemiz ve insanlarımız için mutlu, başarı, huzurlu geçmesi için siyasi gerilimin azalmasını temenni ediyorum. Önümüzdeki günlerde önemli ekonomik değerlendirmeler yapacağız. OECD'nin yayımladığı 2011-2060 arasında, uzun vadede hangi ülkelerin hızlı büyüyeceği araştırmasının sonuçlarıyla başlıyorum.Raporu bugünün verileri ile hangi ülkelerin potansiyeli daha fazla şeklinde yorumlamak daha doğru olur.
Kasım 2012'de yayınlanan raporda bir çok varsayım yapılmış. 31 sayfalık özet rapor, varsayımların hepsini açıklıyor. 34 OECD ülkesi ve 8 OECD dışı ülke olmak üzere 42 ülke mikroskobun altında. 2005 yılı satın alma gücü paritesi ile dolar cinsi değerler temel değerlendirme kriteri. Raporun 31'inci sayfasında sonuçların özeti var. Ben ülke S.A.G. Paritesi ile 2011 GSYİH sayılarını ve 2011 S.A.G. Paritesi ile kişi başına GSYİH ve 2011 yılı nüfus verilerini de ekleyerek iki tablo yaptım, aşağıya alıyorum.
İlk tablo sıralamadaki ilk on ülkeyi GSYİH 2011-2060 ortalama büyüme oranları tahminine göre yapılmış (SAGP yani satın alma gücü paritesi esas alınıyor) tablo ile gösteriyor.
Bir iki ek örnek verirsek, Avrupa'nın hegemonu Almanya listenin dibinde 42. ve sadece ortalama yüzde 1.1 uzun vade büyüme tahmini var. ABD yüzde 2.1 ile listede 19. sırada. G.Kore ise yüzde 1.6 ile 33. sırada.
İkinci tablomuz ise kişi başına GSYİH (SAGP ) 2011-2060 ortalama büyüme oranlarını ve 2011 sonunda IMF tahmini SAGP kişi başına dolar gelirini gösteriyor. Sıralama oldukça değişiyor.
Sonuçta rapor, tüm varsayımları göz ardı edilmemek şartı ile ve kabaca 42 ülke içinde oldukça güçlü büyüme potansiyelimiz olduğunu ortaya koyuyor. Çoğu OECD ülkesi toplam 42 ülke içeren çok teknik bu çalışma sonrasında potansiyel olarak yedinci sıra iyimser olmak için bir nedendir. Ama potansiyele ulaşmak ise, siyasi kavga ve zıtlaşma ortamında pek mümkün değildir!