AB ülkelerinin en sorunlu olanlarının temel makroekonomik büyüklükleri aşağıda AB Komisyonu, Eurostat ve ülkelerin kendi Maliye Bakanlıklarından alınan verilere göre toplanmış. Tabii ki dört özet rakam bir ekonomiyi anlatmak için yeterli değil. Ancak aşağıdaki tablolar medyada her gün hırplanan bu ülkelerin, makroekonomik yapılarının ve sorunlarının aslında çok farklı olduğunu da göstermekte.
Yunanistan negatif büyüme, işsizlik, bütçe açığı ve kamu borcu açısından oldukça kötü verilere sahip ve veriler daha da kötüye gitmekte. Ama aslında Yunanistan'ın sorunu siyasi. Yunanistan iki aile tarafından (Sağ tandanslı Karamanlis Ailesi ile sol tandanslı Papandreu Ailesi tarafından) çok uzun zamandır nöbetleşe ve felaket popülizm altında yönetilen, arada da diktatörlere teslim olan bir ülke idi. Son AB kurtarma operasyonu esnasında Pasok yani Papandreu'nun sol tayfası işbaşında idi ama sağ tandanslı Yeni Demokrasi işbirliği, dayanışma ve desteği kabul etmemişti. Şimdi ise sağ Yeni Demokrasi işbaşında ama Pasok işbirliğini kabul etti. Siyasilerin bu sefer ülkeyi gerçekten düşünüp düşünmeyecekleri belirleyici faktör. Yunanistan nüfusu ve ekonomisi çok küçük bir ülke, aslında biraz çabalasa kurtarılması kolay olabilirdi. Ama bir diğer önemli faktör de AB siyasilerinin kabızlığı! Yazık !
İspanya ise konut kredisi ve ilşkili banka sistemi sorunları nedeniyle batık durumda. Tabii hem nüfus hem de ekonomi açısından Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya gibi büyük ekonomilerden sonra beşinci büyük ülke. Konut ve banka sektörleri soruna girince bütçe açığı ve borç oranları giderek büyüdü ve finansman da artan borçlanma faizi nedeniyle zorlaştı. Hizmet sektörü büyük olduğu için esas sorun dev boyuttaki işsizlik. Bankaların tamiri de gerekiyor. Bu nedenle yardım istemek zorunda kaldı. Bütçe ve borç sayıları 2001 krizindeki Türkiye kadar ama artıyor.
İtalya sorunlu üç ülkenin en büyüğü. İtalya en çok kamu borç oranının yüksekliğinden mustarip. Ama ülkenin tasarruf düzeyi de oldukça yüksek olduğu için, AB soruna girene kadar, yani Yunanistan ve İspanya'nın sorunlarının artması gündeme gelene kadar, piyasalar tarafından yüksek faizle hırpalanmıyordu.
Yukarıdaki verilerin gösterdiği temel gerçek şu : ülkeler çok farklı ve eğer AB ve euro bölgesi güçlü ve hızlı karar alabilse ve AB siyasileri tamamen donmasa idi, sorunlar Yunanistan ötesine kolay kolay bulaşmazdı. Şimdi Sarkozy yok ama farklı düşünen Hollande var ve Merkel'in katılığı sorunların temel kaynağı olarak ortada duruyor. Her hafta yeni bir toplantı ve her hafta yeniden ileriye atılan sorun ve çözümler ile büyük ekonomiler Çin ve ABD'de ortaya çıkan durgunlaşma, AB'nin kabızlığı birleşti ve dünya ekonomisi ciddi risk altında. Almanya da duraklamaya başladı. Avrupa'nın ve İtalya'nın büyümesi lazım!