Yunanistan AB'ye ve tek para sistemine balıklama girerken pek çok kimsenin neleri kabullendiğini bilmiyordu. Ama tüm Akdeniz çocukları 'avanta' gördüler mi, sonuna kadar tüketir, bitirirler...
O zaman kimse düşünmemişti, AB ile ABD arasındaki en önemli iki farkı. ABD'de Federal Hükümet var, Kaliforniya Eyaleti battı mı, vergileri toplayan Federal yapı, gönderiyor 100 milyar dolar , Kaliforniya şıp diye kurtarılıyor. AB'de ise Federal Hükümet yok ! Kurtarma son iki yılda görüldüğü gibi çok zor. İkincisi, ABD'de mevcut olan işgücü mobilitesi Avrupa'da yok. ABD vatandaşı ise 'İşim nerede ise evim de oradadır!' diye düşünür. İşin peşinden koşar. Doğduğu yer sadece nüfus kağıdında yazar, başka anlamı yoktur. Buna işgücü mobilitesi deniyor. Belçikalı kalkıp Yunanistan'da çalışmaz, ama ABD'li kalkar, New York'tan Güney Karolina'ya göçer.
EURO BÖLGESİ ZARAR GÖRÜR
Bugün gelinen noktada Yunanistan geçtiğimiz günlerde açık seçik AB 'Tek Para' sisteminden çıkmayı düşünür hale geldi. En azından bu konu açıkça tartışılmaya başlandı. Sisteme girmenin bela olduğunu Yunan halkı artık biliyor. Peki çıkmanın sonuçlarını biliyorlar mı? Pek sanmıyorum! Ünlü iktisatçı Willem Buiter durumu özetlemiş. 'Yunanistan'ın euro tek para sisteminden çıkması finansal açıdan tamamen çöküş ve bugünkünden daha da büyük bir durgunluk sürecini, çok daha uzun süre yaşamak anlamına gelir. Euro bölgesinin geri kalan kesimi de büyük mali zarar görür!' demiş.
MEVDUAT TOPLAMI ERİYOR
Bir diğer ünlü iktisatçı Barry Eichengreen ise ' Bir ülke piyasaya sistemden çıkacağını sinyallemeye başladığı anda, yeni parası, daha ortaya çıkmadan aşırı dozde devalüe olmaya başlar, insanlar banka sisteminden paralarını çekerler, banka ve finans sistemi de çöker!' Şu anda eldeki ağustos ayı verilerine göre (Wall Street Journal'de raporlandı) Yunanistan'daki bankalardan zaten mevduat çekilmeye başlanmış. Mevduat toplamı 197 milyar eurodan 157 milyar euro düzeyine inmiş.
ÜLKE DARALIR
2002'de drahmiden euroya geçiş düzenli bir şekilde gerçekleşmişti, eurodan geri drahmiye dönüş düzenli olmayacak. Birden, sermaye hareketi yasakları, veya kontrolu gerçekleşecek, insanların ülke dışına çıkıp eurolarını dışa taşımaları engellenecek , sınırlanacak, belki de eldeki eurolar damgalanarak, yeni ve belirlenecek kötü kurlardan drahmiye dönülecek. Kanunlar değişecek, ücret ve maaş gibi şeyler konusunda yeni para cinsi ve kurundan anlaşmalar düzenlenecek, konut ipotekleri, iç borç , özel tarafta dış borcu olanlar ise yeni kurdan müthiş bir zarar altında kalacaklar, iflaslara başlayacak. Hükümet yeni para cinsinden borçlanmakta büyük zorluklar yaşayacak, borç ve bütçe açığı oranı çok daha büyük düzeylere zıplayacak. Özetle yeni paraya geçerek devalüasyondan faydalanalım tezinin , avantajları konuşuluyor, ama maliyetleri konuşulmuyor. Özetle ülke hızla daralmaya başlayacak. İsyanların dozu daha da artacak.
Türkiye'yi örnek almalılar!
2001 yılında krizin hemen sonrasında Türkiye bütçe açığı yüzde 12 ve kamu borç oranı yüzde 80 civarında iken Yunanistan'ın bir iki yıl evvelki durumuna oldukça benzer durumda idi. Ama IMF'den borcu alıp, önce Derviş ve ondan sonra da AKP döneminde mali açıdan sorumlu davranmaya geçerek ve bankacılık ve kamu maliyesini tamir ederek, beş yılda çok ağır vergiler ödemiş de olsak, toparlandık ve düze çıktık. 2008 krizinde banka sorunu yaşamadığımız, ve kamu maliyesinde de bugün geldiğimiz noktayı her kişi biliyor. Bugün Türkiye'nin sorunu cari açık, yani tüketememek değil, tersine fazla tüketmek! Bugün Türkiye'de bütçe açığı yüzde 3 oranının altında ve kamu borç oranı da yüzde 40 düzeyinin altında. Kabaca 5 yıllık bir kemer sıkma Türkiye'de gerçekleşti ise, Yunanistan'da da gerçekleşebilir. Euro'dan çıkmak sorunları çok daha büyütür, acıları daha acı hale getirir. Komşu hisle değil mantık ile hareket etmeli !