Kuzey Kore’yle Amerika’nın, Başkan Trump’la Kim Young Un’un tarihi bir anlaşmayla ‘silah inşaatınının derhal durdurulacağı’ konusunda ortak karar almalarından birkaç hafta sonra ortaya çıktı ki, Pyongyang sözünde durmuyor ve de önemli bir füze imalatı tesisi yapmaya devam etmekteydi.
Hamhung City civarındaki fabrikada son birkaç ayda, Pyongyang ile Washington ve Seul arasında silahların derhal ortadan kaldırılacağı konusunda diplomatik anlaşmalar yapıldığı günlerde meğer füze tesisi inşaatı yapılmasına devam edilmekteymiş.
Kuzey Kore’yi eleştirenler, bu ülkenin hiçbir zaman silahları ortadan kaldırma vaadine uymayacağını ve bu nedenle de pek itimat edilmemesini gündeme getirmişlerdi. 'Kuzey Kore, ABD’nin kendisine veya Güney Kore ve Japonya’daki silah tesislerine, her an silahlarını yöneltebilecek durumda olmaya devam edecek' deniyordu.
Middlebury Enstitüsü’nde gündeme getirilen birkaç rapor, Başkan Trump’la Kim’in ‘denüklearisasyon’ pazarlığı dönemine pek inanmıyordu. Geçen hafta ‘38 Kuzey’ adlı organizasyon, ülkedeki gelişmeleri takip eden bir kurum olarak, Kuzey Kore Yongbyon nükleer tesislerinde hızla nükleer silahlar yapılmakta olduğunu tespit etmişti.
Bay Trump ise Kim’le yaptığı görüşmelerden bir hafta sonra, onun artık tehlike olmaktan çıkacağını, anlatmaya başlamıştı. Halbuki uzmanlar nükleer silahlardan kurtulma programını acilen gündeme getirmeye çalışıyordu. Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı John Bolton ise, ABD’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Pompeo’nun bu hafta Kuzey Kore’ye giderek, silahları ortadan kaldırmak için bir yıllık bir dönem planladığını söylüyordu.
Aslında Hamhung tesisinde balistik füzeler yapılmaktaydı ve de rejimin pek değişmediğini görmek mümkündü. Kuzey Kore’nin füzeleri 1500 kilometre gidebilirdi. Ama likit yakıt füzeleri ABD’ye kadar gidebilecek potansiyeldeydi. Kuzey Kore, samimiyetini göstermek için ise mayıs ayında Punggye–ri nükleer test tesisine giriş tünellerini ortadan kaldırmıştı. Başkan Kim, Trump’a hangi tesisin iptal edildiğini söylemişti ama Trump şimdi tesisin adını da pek hatırlayamıyordu. Bakalım ne olacak!