Okurlarım bilirler, bu sütunda dünya futbolunda önemli bir değişiklik oldukça ekonomi yanında futbol olgusunun da detaylarını okurlarıma ulaştırmak için özet bilgi vermekteyim. Bugün de Alman futbolunda bir ilkin özetini size aktaracağım.
Daha evvel de yazdığım gibi İngiltere ligleri, ki dünyanın en iyi futbol oynanan en rekabetçi ligleridir, uzun zamandan beri Amerikan kişi ve kurumlarının İngiliz kulüplerinin satın almasıyla yavaş yavaş Amerikan yatırımcıların kontrolüne geçmekte idi. En güzel örnek Manchester United'in Amerikan kontrolüne geçmesi olmuş ve taraftarlar buna isyan etmişlerdi.
Halbuki Alman kulüpleri başta Bayern München olmak üzere üyelik aidatlarıyla büyük gelir elde etmekte ve bu nedenle de “kısa vadeci para babası başkan” felaketinden uzak durmakta idiler. Tabii Bayern München Allianz Arena denen stadı yaparken Audi ve Adidas'tan borç almış ve hisse senedi devri yapmıştı ama bu mantıklı bir yaklaşım olarak gerçekleşmiş ve kulübü kimseye teslim etmemişti. Bayer firması da Leverkusen takımının sahibi! Wolkswagen de Wolfsburg'un sahibi! Ama bu şirketler o kulüplerin kurucusu idiler!
Kulübün %9,7'lik hissesini aldı
Ama Alman gazeteleri hafta sonu yeni ve dramatik bir gelişmeyi açıkladı. Hertha Berliner S.C. adlı ve Alman liginin orta sıralarda oynayan ve maddi açıdan sorunlar yaşayan kulübün 61.2 milyon euro karşılığında hisselerinin yüzde 9.7 kadarının haklarını ABD'li finansal yatırım şirketi KKR'a en az yedi yıl için devrettiği açıklandı. Hertha Berlin takımının profesyonel futbol aktivitesi kulübün diğer kısımlarından ayrı bir anonim şirket ve satılan hisseler profesyonel tarafın hisseleri. ABD şirketi HBSC yönetim kurulunda da bir yönetici bulunduracak. Aynı zamanda KKR ortaklığın hisselerini yüzde 33'e kadar artırabilecek. Profesyonel kulübün bugünkü değeri ise toplam 220 milyon euro olarak hesaba alınmış. Bu arada 40 milyon euro kadar da ucuz kredi sağlandığı konuşuluyor. Ligde şu anda yedinci durumdaki Hertha önce 2010 yılında sonra da 2012 yılında yani iki defa ikinci lige düşmüş ama tekrar üst lige çıkmış olsa da yüksek borçluluk durumu nedeniyle pek oyuncu alamaz ve kadroyu değiştiremez duruma gelmişti.
Alman kulüplerinin arasında hisseleri özel şahıs patronaja ait olan bir tek SAP adlı IT şirketinin kurucusu ve Hoffenheim (ligde 13'üncü) futbol takımının da her şeyi olan Dietmar Hopp var. Resmi kurallara göre de futbol kulübünün yüzde 50'den fazlası özel tarafa ait olamıyor. Ama Hertha geçen yıl 7 milyon euro zarar üretmişti. Gırtlaklarına sarılan 37 milyon euro kadar da sorunları vardı. Kulüp bu borçları geri ödeyecek ve de daha önce sıkışınca satmak zorunda kaldığı, stadındaki catering haklarını ve kulübü pazarlama haklarını geri alacak.
Yatırım şirketlerine cazip geldi
Şimdi esas sorulması gereken ABD kişi ve kurumlarının neden İngiliz ve şimdi de Alman futbol kulüplerini satın aldıkları veya ortak oldukları. Tek hedefleri kâr mı yoksa başka bir faktör mü var? Bir teoriye göre Platini Avrupa futboluna hakim olursa Şampiyonlar Ligi gibi her yıl farklı takaımların oynadığı sistem yerine örneğin ABD basketbol ligi NBA gibi kulüplerin hep aynı kaldığı ve farklı ülkelerden değişmeyecek takımların sürekli oynadığı bir lig kurarak NBA gibi karı maksimize etmeye çalışacak. Bu da ABD'nin para babası yatırım şirketlerine çok cazip gelmekte. Bakalım zaman ne gösterecek! Berlin takımının yöneticileri amatör şubeleri ve altyapıyı devam ettireceklerini söylüyorlar ama mesela B.Dortmund yöneticisi Watzke de, Bayern gibi zirve kulüplerinin başka kulüplerin oyuncularına saldırarak (geçen yıl M.Götze ve bu yıl da R.Lewandovsky gibi her yıl Dortmund'un bulup geliştirdiği bazı yıldızlarını transfer) ederek rekabeti baltalamaya çalıştığını söylemekte. Bu saldırı giderek daha da artacak korkusu da var! Direnmek için de para gerekli!