Kilometrelerce yol gidip Manisa’da güzel bir maç izlemek istemiştik. Ama futbolcular formsuz seyirciler ise müthiş formdaydı. Süper Kupa maçı öncesi tribünlerde 1.5 saat küfürleşme vardı. Şehitlere saygı duruşunda bile susulmadı. Rezillik devam etti, daha 5. dakikada F.Bahçe’nin ilk kornerinde, G.Saray tribünlerinden sahaya yabancı maddeler atıldı. Söyleyecek laf bulamıyorum...
Maçın kendisine dönersek ilk 15 dakika G.Saray daha hücuma dönük görünüyordu. 7. dakikada Yasin’in uzaktan şutunu Volkan tuttu. 15 dakika ile 35. dakikalar arasında ise F.Bahçe hücum etmeye başladı. Ancak 29. dakikada Selçuk, 31. dakika Emre, 35. dakikada ise Alves sarı kart gördüler. 36. dakikada maçın en güzel pozisyonu vardı; Olcan 18 dışından iyi bir şut attı ama top direği sıyırarak auta gitti. Bazı teknik şeyler söyleyebiliriz. Türk futbolunun ortalamasından biraz daha kanat hücumu yapılıyordu ve uzun topla hızlı hücum girişimi her iki takımda da vardı. G.Saray daha çok soldan hücum edince orta alanın sağında oynayan Meireles savunmaya mahkum oldu. F.Bahçe’nin Veysel üzerinden soldan hücumlarında da G.Saray oldukça gedik verdi. Maçın ilk devresinin son 5 dakikasında G.Saray yoruldu ve F.Bahçe yüklendi. 41. dakikada Topal’ın kafasını Muslera kurtardı. 42. dakikada Semih’in ıskasından doğan pozisyonda Sow kötü vuruşunu Muslera kurtardı. 44. dakikada soldan ortaya yine Sow’un vuruşu Muslere tarafından kesildi.
Maçın ikinci devresinde de taraftar çirkinlikleri vardı. G.Saraylılar, kaleci Volkan'a şişe ve patlayıcı maddeler attı. Maçın ikinci devresi ve uzatmaların sık sık durdurulması ve her iki takımın taraftarlarının da sahaya yabancı madde atmasıyla maç seyredilemez bir işkence haline döndü. Tabii ki futbolcularda bu gidişata uydular ve meslektaşlarına kötü fauller, itiş kakış ürettiler. Ülkemizde spor sever olmadığı bu maçta görüldü. Hakem Abitoğlu'nun yapabileceği pek bir şey yoktu. Bu maç sonunda tesadüfi faktörler bir tarafa yar oldu.