Maçın 90 dakikası boyunca sahada G.Saray diye bir takım yoktu. G.Saray’ın uzaktan atılan 1-2 şut ve duran top dışında santrayı geçip de F.Bahçe kalesine doğru gönderdiği bir top dahi yoktu.
F.Bahçe takımı çok da iyi oynamamasına rağmen bir tek pozisyon bile vermedi. Maçın son dakikasında Mehmet Topal’ın eline çarpan ve içeride mi ve dışarıda mı diye olduğu tartışılacak penaltıyı bile Melo, Volkan’ın kapattığı köşeye vurdu.
Hatırlanırsa Real Madrid-G.Saray maçından evvel tribünlerde Fatih Terim ile Ünal Aysal’ın geçinemediği konuşuluyordu. Hangi Şampiyonlar Ligi’nde oynayan takım, ligler başladıktan 3-5 hafta sonra teknik adamını hem de bu şekilde uzaklaştırır ve hangi kulüp başkanı bunun takımı etkilemeyeceğini düşünür? Mancini’nin bu işte bir günahı yok, ülkemize yeni geldi, takımları ve oyuncuları tanımıyor ve onlara kendi dillerinden moral takviyesi bile yapamıyor.
Selçuk-Burak Milli Takım’ın as oyuncuları güya. Yere düşmekten, pas hatası yapmaktan başka bir şey yapmadılar. Peki F.Bahçe, G.Saray’ı durduracak hiçbir şey yapmadı mı? Yaptı. F.Bahçe takımı çok daha arzuluydu, daha kolektif oynadı ve maçın başında da ileriye sürülmüş Mehmet Topal ile Kuyt ve Baroni’nin yapmış oldukları pres, G.Saray orta sahasını tamamen sildi.
İki noktanın vurgulanması lazım. Maçın en iyi oyuncusu Mehmet Topal’dı. İkincisi Gökhan oynadığı zaman F.Bahçe daha iyi bir takım oluyor. Nitekim G.Saray’ın çöküşünde Gökhan’ın sağ kanattan yaptığı atakların katkısı var. Hakem Bülent Yıldırım ise iyi bir hakem değil.