Önümüzdeki günlerde üç büyük ekonomik blok, ABD, Euro Bölgesi ve Çin konusundaki değerlendirmelerden aktarmalar yapacağım. Bugün ABD inceleniyor. Veriler eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı (1993-1994 arasında) R.Altman'ın analizlerinden değerlendirmeler şahsi görüşüme oldukça yakın.
ABD şu anda 13 çeyrektir pozitif reel büyüme yaşamakta. ABD'de birkaç konuda krizden bu yana önemli değişim gerçekleşti. Bu nedenle ABD'nin ekonomik büyümesinin önümüzdeki iki yılda beklentilerden güçlü olması bekleniyor.
2000-2004 arasında yılda ortalama 1.4 milyon yeni tek aile evi inşa edilmişti. Ama krizde bu tür evlerin inşaatı 500 bin düzeyine inmiş ve o düzeyde donmuştu. Yeni konutların satışı konut sektörü balonu esnasında yılda 900 bin düzeyine çıkmıştı, balon patladıktan sonra yeni konut satışları üçte iki düştü.
Krizde milyonlarca kişi bankalara ipotek borçlarını ödeyemeyip perişan olmuşlardı, ama sistemin aşırılıklarının ve “dümenlerinin' başka türlü temizlenmesi de mümkün değildi. Şimdi, beş yıl sonra, konut sektörü yeniden toparlanmış bulunuyor. Konut fiyatları konusunda en önemli gösterge olan S&P-Case Shiller birleşik konut fiyat endeksi Mart 2012 tarihinden bu yana konut değerlerinin yüzde sekiz yükseldiğini gösteriyor.
Hane halkının konut talebinin yeniden artması konut yatırımını da önümüzdeki beş yılda yüzde 15-20 artıracak gibi gözüküyor. Bu, ABD'de dört milyon iş yaratılması ve yıllık büyümenin şu andaki yüzde 2'nin biraz üstündeki düzeyden, yüzde üç düzeyinin üstüne tırmanması anlamına geliyor.
İkinci büyük değişim ise ABD enerji sektöründeki teknolojik değişimden kaynaklanıyor. Teknolojik değişim hem petrol hem de doğalgaz konusunda ABD'de bir üretim patlaması getirdi. 2012 yılında ABD doğalgaz üretimi beş yıl öncesinin yüzde 25 üzerine çıktı.
Bu değişimin on yılda ABD GSYİH sayısını yüzde 3 büyüteceği, üç milyon civarında yeni iş yaratacağı, ABD'nin petrol ithalatını üçte bir azaltacağı ve ödemeler dengesi açığını önemli ölçüde düşüreceği araştırmalarda gözükmekte. Bu sayede ortalama ABD vatandaşının enerji faturası da yılda kişi başına 1000 dolar kadar azalacak.
Üçüncüsü, krizin en önemli nedenlerinden biri olan ABD bankacılık sistemindeki sorunlar zaten erkenden büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştı. 2008 yılından bu yana ABD bankalarına önemli boyutta sermaye enjeksiyonu yapıldı ve yeniden yapılanma gerçekleşti. Büyük bankalar Basel III sistemine uyum için gerekli değişiklikleri yapmaktalar.
Bugün şirketlere verilen krediler 1.45 trilyon dolara yükselmiş ve 2012 yılının tüm dört çeyreğinde de çift sayılı büyüme yaşanmış. Tüketici kredileri de yüzde 4 düzeyine varan hızla artmakta.
Dördüncü olarak da ABD imalat sanayisi sektöründe birim üretim maliyetleri 10 yıl öncesine göre yüzde 11 düşmüş. ABD ve Çin arasındaki emek maliyeti farklılıkları da düşmekte. 2010 yılından bu yana da imalat sanayii sektöründe yılda yarım milyon yeni istihdam eklenmekte. ABD otomotiv sektöründe işgücü maliyetleri yabancılardan yüzde 40 daha fazla iken, şimdi nerede ise pariteye gelmiş bulunuyor.
ABD mali uçurum sorununun yarısını halletti, geri kalanını da mart ayında çözmüş olacak. Bu nedenle de ABD'nin büyümesi 2013 yılında Avrupa risklerine rağmen kuvvetlenecek.