Ekonomi teorisini bilmeye fazla gerek yok. Avrupa ülkelerinin bugünkü sorunu kemer sıktıran siyasetçilerin acı reçeteleri. Hepsinde ciddi bütçe açıkları ve onların icraatlarının sonucu olan çok yüksek boyutta borç sorunu var. Şöyle basit bir modelleme yapalım. Borç bölü GSYİH, yani borç ile üretimin oranını alalım. Oranın üstünde bulunan borç reel faizle büyür. Aşağıdaki üretim ise reel büyüme ile. Basit bir yaklaşım ile reel faiz reel büyümeden fazla olduğu zaman borç oranı aratacaktır. Yani özetle Avrupa ülkeleri büyümezse ve endişeler reel faizleri yükseltirse kurtuluş çok zordur.
Geçtiğimiz hafta IMF büyüme tahminlerini yayınladı. Aşağıdaki tablolar IMF'in son raporundan alınmış 2012 yılı büyüme, cari denge ve işsizlik sayıları.
İlk tablo gelişen Avrupa ülkelerinin durumunu ortaya koyuyor.. IMF raporuna göre Türkiye, Polonya ve biraz da Romanya, pozitif büyümeye azalarak da olsa devam edecekler deniyor. Türkiye'nin büyüme tahmininin yüzde 2.3 gibi düşük bir düzey ama düşük büyümeye rağmen cari denge açığı çok yüksek, yüzde 8.8 olarak tahmin edilmekte. Gelişen Avrupa ülkelerinde esas sorun büyük cari denge açıkları ve işsizlik oranlarının yüksek olması denebilir.
İkinci tabloda ise Avrupa'nın euro bölgesi dışında kalan gelişmiş ülkelerinin durumu özetleniyor. Bu ülkelerin hepsi çok düşük büyüme yaşıyorlar. Euro dışında oldukları için para ve kur politikası açısından özgürler. Bu ülkelerin arasındaki İsveç ve İngiltere'de işsizlik oranları da kalkınmışlık durumlarına göre kabul edilebilir düzeyde değil. Büyüme sorunu, bu ülkeler için de en büyük sorun!
Üçüncü tabloda ise euro bölgesi ülkeleri var. Bağımsız kur poltikası ve bağımsız para politikası yapamayan bu ülkeler, bir de Sarkozy ve Merkel tarafından kemer sıkmaya zorlandıklarından (ikisinin de seçim ve seçilme sorunu var ve komşularını yanlış reçete ile katı Alman ekonomik önlemleri çerçevesinde de kemer sıkmaya zorluyorlar) bu ülkeler büyük büyüme, büyük işsizilik ve büyük cari denge sorunu yaşamaktalar ama tabii Almanya hariç. Almanya'nın kendisinin de bu verilerin negatif etkisinden korunabilmesi de kolay değil. Onlar da bir fatura ödeyecekler.
İspanya ve İtalya da Yunanistan ve Portekiz gibi eksi büyüme kurbanı ve üstelik hem cari denge hem de dev işsizilik yaşamaktalar. Bu nedenle euro bölgesinin sorunlarından, hele bu kemer sıkma politikaları ile kurtulması sanıldığı kadar kolay değil. Bu da euro bölgesi ülkelerinin kamu borçlanma faizlerinin son dönemde yükselmesi ile zaten açıkça ortada.
Son söz : Türkiye bir an evvel tasarruf etmeye ve iç talebi kısmaya başlasa ve büyüme oranını makul düzeye düşürerek cari denge açığını toparlasa iyi olur diyerek konuyu kapatalım. Avrupalı müşterilerimiz batınca biz de peşlerinden batmayalım diyerek tedbir almamız gerekiyor. Esas kemer sıkması gereken ülke Avrupa değil, iç taleple aşırı büyüyen biziz!