Dün F.Bahçe, maçın ilk devresinde gerçek bir takım oyunu oynadı. Alex yoktu, fiziki mücadele yapılacaktı. Beraberlik için oynanıyordu. Rakibi kalemizden uzak tutmak için de ileride çok etkili baskı yapıyorduk. Elazığ maçında orta sahasız oynayan F.Bahçe bu sefer çok kalabalık bir orta saha ile oynuyordu. İleride oynayan Sow ve Kuyt bile geri gelerek kanatlarda savunmaya katılıyordu. Geride dörtlü alan savunması, ortada da Topuz, Cristian, Topal ve Selçuk'tan oluşan bir dörtlü vardı. Geçmişin tersine Cristian ve Selçuk en uçta baskıyı yapar şekilde de oynuyordu. Maçın başından itibaren kapalı savunmamız karşısında Emenike faktör olmadı. Ama 9 numaralı Brezilyalı Ari en tehlikeli oyuncuları olarak göze çarptı. İlk devredeki tek pozisyonları da 16. dakikada Ari'nin vurduğu kafada Mert'in yaptığı kurtarıştı. Rakibimiz kanatlardan tehlikeli ataklar yapan bir takımdı. İlk devredeki oyunumuz hedefe dönük anlamında mükemmeldi.
TUZAĞA DÜŞÜRDÜLER!
Maçın ikinci devresinde rakibin tuzağına düştük. Moskova ikinci yarıya düşük tempoda başladı. Ve bizi kendi üzerine çekti. Biz de tedbiri elden bıraktık. Yavaş tempo ve rakibin ileri çıkmaması bizi kandırdı. 59. dakikada maç başından bu yana ilk defa uzun pasla Emenike'yi savunmanın arkasına kaçırdılar o da maçtaki tek icraatı olan golü atarak takımını öne geçirdi.
F.Bahçe'nin yorulmaya başladığı dönemde 64. dakikada biz de bir hızlı hücum şansı yakaladık.
Selçuk'un uzun pasına zıplayan Sow nefis bir kafayla dokundu ve Kuyt'un golü atmasını sağladı. Maç 1-1'e gelmişti bizim konsantrasyonumuz dağılmış, düşmüştü. 69'da korner atışında solda unuttuğumuz Kombarov sol voleyle boş durumda rakibimizi 2-1 öne geçirdi. Maçın ikinci devresinde yorulduğumuz, mücadele arzusunu kaybettiğimiz ve Emenike'ye savunmanın arkasında gol pozisyonu verdiğimiz için kaybettik.
F.Bahçe oradan beraberlikle geri dönebilirdi ama 2-1 de iyi skor. Savunma oynama sırası onlara geldi.