Bugün Türkiye'nin yurtdışında oynayan dört milli pivot basketbolcusu var. Dördü de Fenerbahçe'den tarafından doğru değerlendirilmedi, NBA'e gitti.
Fener gençlere dönük yatırım pek yapmaz, dışarıdan pahalı yıldız transfer eder. Futbolda 20-30 yılda Fener altyapısından gelip A takımında sürekli futbol oynayan tek örnek Müjdat'tır. Santrafor Semih de altyapıdandır ama, o 'nöbetçi santrafor', takıma giremez, ama milli takımda oynar. Yakında da Bağkur emeklisi olur!
Fenerbahçe'nin en çok zarar verdiği basketbol oyuncusu ise geçtiğimiz günlerde NBA draftinde üçüncü sırada Utah takımı tarafından seçilen 2.11 metrelik, 1992 yılında Zürich doğumlu, Türk vatandaşı, Enes Kanter oldu. 2008-2009 sezonunda Kanter Fenerbahçe takımında yedek oyuncu olarak kenarda oturuyordu. 2009 yılında FİBA 18 yaş altı şampiyonasında, genç milli takımımızda 18.6 sayı ve 16.4 hava topu ortalaması ile oynamıştı. Bu arada ABD'ye gidip lise ve üniversite takımlarında oynamak girişimi yapmıştı. Fenerbahçe ve Yunan takımı Olimpiyakos ona kontrat teklifi yaptılar, Kanter reddetti. 2009 sonunda Washington, UCLA, UNLV, Indiana üniversiteleri peşine düştüler. O 14 Nisan 2010 tarihinde University of Kentucky 'de oynamak üzere girişim yaptı. Kentucky kabul etti. Ama Fenerbahçe takımı ona para verdiğini söyleyerek NCAA denen üniversite basketbolunu düzenleyen kuruma Kanter'i ispiyonladı. Menajer Nedim Karakaş, 'Bizden para almıştı!' dedi, dekontlar ortaya çıktı ve böylece Kanter ABD'de hiç basketbol oynamadan iki yıla yakın zaman kaybetmiş oldu ve oynamadan profesyonelliğe geçmek zorunda kaldı. Sonunda 2010 Nike Hoops Zirvesi denen turnuva maçında uluslararası karmada oynayarak ve 34 sayı ve 13 hava topu alarak Novitzki'nin aynı turnuvada 1998 yılında tesis ettiği rekoru kırdı. 2011 draftinde NBA Utah takımı onu ilk turda üçüncü sırada seçerken, eğer üniversitede oynamış olsa birinci etapta bile seçilebilecek bir Türk çocuğu ilk yılında 1.5 milyon dolar kadar az aldığı gibi, şimdi Utah takımında en sert takımlara karşı kendini ispat etmeye çalışacak.
Fenerbahçe'den giden bir basketbol kıymeti Ömer Aşık'tır. 2005'te Fenerbahçe Ülker takımına gelmiş, ancak tek bir maç oynadıktan sonra 2'inci ligde Işıkspor kulübüne gönderilmiştir. 2006-2007 sezonunda ise Alpella ile anlaşmıştır. 2007 Aralık ayında Alpella'dan ayrılmış ve ikinci defa Fenerbahçe ile anlaşmıştır.2008 yılında ciddi sakatlık nedeni ile 6 ay oynamamıştır. Sakatlıktan geri döndüğünde Fenerbahçe onunla yeni ve farklı bir kontrat yapmak istemiş ve Ömer razı olmadığından takımda 6 ay yer alamamıştır. Hatta kulüp milli takıma çağrılmaması için baskı yapmıştır. Tabii kulüp başkanları federasyon başkanının seçilmesine katkı yaparsa böyle şeyler olur. 2008 NBA draftinde Portland Trail Blazers tarafından 36'ncı olarak seçilmiş ve derhal de Chicago Bulls takımına satılmıştır. Fenerbahçe onu da sık sık küstürdü ve kaçırdı. Aziz Bey'in federasyona baskısı oyuncunun 6 ay oynamasını engellemiş bulunuyor.
Tabii bir de 2.13'lük 1986 doğumlu Semih Erden var. 2005-2010 arası Fenerbahçe ülkede oynayan Semih, 2008 NBA draftinde Boston Celtics tarafından seçilmiş, 2008-2009 için bir yıl daha kontratı olduğu için Boston'a gidememiş, 8 aralık 2010 tarihinde ilk Boston maçına çıkmıştır. 24 Şubat 2011 tarihinde ise Cleveland Cavaliers takımına transfer olmuştur. Semih de milli talkımda çok katkı yapan bir oyuncudur.
Peki ya Fenerbahçe basketbol yönetimi Azizi Yıldırım'dan menajer Nedim Karakaş'a kadar ne kazandılar? Kocaman bir hiç! Yönetim bir kere daha genç sporcudan anlamadıklarını ispat etmiş oldu.
Bir de Mehmet Okur var. Onun ilk Fenerbahçe'ye getirildiği ve beğenilmeyip reddedildiği konuşuluyor. O da Utah takımında, 2002 yılından beri NBA'de oynuyor. All Star seçildi, şampiyonluk yaşadı! Şimdi Enes Kanter'e ağabeylik yapacak!
Bu arada pivot olmayan ama çok iyi bir oyuncu olup, baskı sonrası ABD Texas Üniversitesi'ne tüyen çok potansiyelli oyun kurucu Doğuş Balbay var, ama onu NCAA'ye ispiyonlayan nedense olmamıştı.