Yeni anayasa sürecinde can alıcı bir öneri var.
'12 Eylül'ün otoriter mirası'ndan yakınan kimsenin kayıtsız kalamayacağı bir öneri.
Ve 'dağı yerinden oynatırken', bu sese ne kadar kulak versek o kadar iyi.
Uzlaşma Komisyonu'nun CHP'li üyesi Atilla Kart diyor ki:
'Biz dünyanın en mükemmel, en özgürlükçü en çağdaş anayasa metnini üretebiliriz. Ama 12 Eylül'ün ruhu, alt hukukta duracaksa, bunun hiçbir anlamı olmaz.'
Bayram sohbetimizde sürdürüyor Kart:
-12 Eylül 1980 ile 6 Aralık 1983 tarihleri arasında kaç yasa çıkmış biliyor musunuz?
-Kaç?
-688 kanun, 90 da KHK... Ve bu yasal düzenlemeler büyük ölçüde varlığını koruyor. Siyasi Partiler Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu, 12 Eylül'ün ruhunu yansıtan yasalardan sadece üçü.
Kart, Terörle Mücadele Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nu da ekliyor:
'Bu yasalar, temel hak ve özgürlüklerin yaygın ve organize ihlaline dayanak oluşturuyor.'
BİREY ODAKLI OLACAKSA HAYDİ!
CHP'li vekil, kısa süre önce Uzlaşma Komisyonu'nda, bu düzenlemelerin bir paket haline getirilip 'birey odaklı ve özgürlükçü' yeni anayasa yapılırken, 'paralel bir çalışmayla' değiştirilmesini gündeme getirdi.
Ancak öneri, 'Bu, Komisyon'un işi değil' gerekçesiyle reddedildi.
'Evet böyle bir algı oluştu' diyor Kart.
'Ama bunu biz yapalım demedim zaten. Bu hacimdeki bir çalışmaya, bizim Komisyon olarak ne yetkimiz, ne de zamanımız var. Ama madem demokratik bir anayasa yapıyoruz. Siyasi parti grupları da alt hukuk çalışmaları yapsın. İki süreç paralel yürüsün.'
İKTİDAR CİDDİ OLSA BİLGİLENDİRİRDİ
Bu noktada Kart'a, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın 'Antidemokratik yasalar ayıklanacak. Grubumuz çalışıyor' demecini hatırlatıyorum:
'Bu, yeni bir açıklama değil. İktidar gerçekten ciddi bir çalışma içindeyse, en azından konu başlıkları hakkında, bugüne kadar bilgi sahibi olmamız gerekirdi. Ne böyle bir arayış var, ne de bilgilendirme. İktidar partisinin kendi bünyelerinde yaptıkları bir çalışmanın Parlamento aritmetiği sebebiyle pratik sonucu yok. Bu açılımın kayda değer olması için, ön görüşmeler lazım. Siyasi parti grupları ve grup başkanvekillerinin bir uzlaşı içinde çalışma başlatması gerekiyor.'
VE SÜREÇTEKİ MAYIN: BDP GRUPTAN DÜŞEBİLİR Mİ?
Kart'tan, bir de önerisini yakıcı hale getiren kritik bir değerlendirme:
'Pek çok BDP'li milletvekili, seçilmeden önce açılmış davalardan dolayı yargılanıyor. Yargıtay'ın bu kararları onaması halinde, ne olacağı önemli. '
-Biraz açsanız?
-BDP'nin söz ve eylemlerine katılmam söz konusu değil. Ama böyle bir durumda, savcı celp çıkarırsa yirmi yıl önceki manzaraları yaşayacak mıyız? BDP'nin gruptan düşme ihtimali söz konusu olabilir mi? Böyle bir tablodan sadece anayasa yapım süreci değil, toplumsal barış adına çok olumsuz sonuçlar doğurmasından kaygılıyım.'
Uzlaşma Komisyonu üyesi Kart, sözlerini şöyle noktalıyor:
'Bakın bu ülkede, vekiller, gazeteciler, yayıncılar, savunma avukatları tutuklu yargılanıyor. Bunların hepsi münferit, hepsi tesadüf olabilir mi. Önce uygulama zihniyeti değişmeli. Bu nedenle anayasa çalışmalarının etkili olabilmesi için bu ihtiyacı bütün süreç boyunca ve ısrarla anlatacağız.'