Şu talihsiz idam bahsini tartışmak zorunda kaldığımızdan beri, ne düşündüğünü merak ettiğim kişilerin başında AB Bakanı Egemen Bağış geliyordu. Dün Meclis kulisinde karşılaşınca sordum.
'Avrupa hukuku önce 77 kişinin katili cani bir teröriste, 21 yıl ceza vermenin mantığını açıklamalı. 'Norveç bir AB üyesi ülke değildir' demek, Avrupa hukukunu bu vebalden kurtarmaz' dedi.
Bağış, -tıpkı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gibi- Başbakan'ın konuyu bu çerçevede dile getirdiğini söyleyip 'Henüz kamuoyunda demokratik bir zeminde tartışılan bir konudur. Şu anda attığımız somut bir adım da yok' diye sürdürdü.
Erdoğan'ın sert ve ısrarlı çıkışlar yaptığı herhangi bir konuda, bakanların aksi yönde konuşmasının güçlüğü malum... Yine de Bağış'ın şu ifadesi kayda geçmeli: 'Türkiye, uluslararası hukukun ve AB müzakere sürecinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirme iradesinde olan bir ülkedir. Bu konuda hiçbir teredddümüz yok.'
Bağış bu yorumuna karşın, birikmiş sitemini de yansıtmaktan geri durmadı:
'Bizim beklentimiz, AB'nin de aynı sorumlulukla hareket etmesidir. Zaten büyük ölçüde tıkanmış olan müzakere sürecinden uzaklaşma uyarıları yapmanın kimseye faydası yok. Bu, AB'nin zaten haklı olarak sorgulanan güvenilirliğinin biraz daha zedelenmesinden başka sonuç getirmez. Avrupa'da Türkiye ile müzakereleri idam sehpasına mahkum etmek isteyenleri uyarmak, AB için daha doğru bir adres olur.'
MHP lideri Bahçeli'nin 'hodri meydan' restine rağmen, Başbakan'ın dün grupta idam konusunu açmaması herkesin dikkatini çekti. Davutoğlu ile Bağış'ın aynı görüşü yansıtan sözleriyle birlikte okuyunca, konunun kapanmış olduğunu ummak istiyor insan.
Arınç, Vakıfbank için ne dedi?
Meclis'ten aktaracağım öteki diyalog, ekonomiyle ilgili.
Pazartesi gece yarısı Plan ve Bütçe Komisyonu...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülürken, CHP Milletvekili Aydın Ayaydın söz alır. Vakıfbank Genel Müdürü'nün, hisselerin devriyle ilgili açıklamasını eleştirir. Vakıfbank'ın sahibinin, Vakıflar Genel Müdürlüğü (VGM) olduğunu hatırlatıp 'VGM hisselerinin dolaylı yoldan satışı anlamına gelen bu uygulama mümkün müdür, doğru mudur?' diye sorar. Sormakla da kalmaz, Fazilet Partisi milletvekiliyken yaptığı konuşmayı Arınç'a hatırlatır. Arınç, 12 yıl önce, Vakıfbank'ın sahibinin devlet olmadığını, devletin kendisine ait olmayan bankayı satışa çıkarmasının anayasaya aykırı olduğunu söylemiştir.
Peki bu hatırlatma üzerine Arınç ne der?
Arınç, Ayaydın'ın görüşlerine katıldığını, 'Vakıfbank Genel Müdürü'nün üzerine düşen bir görev olmamasına rağmen konuştuğunu, uyarıldığını, bir daha da bu konuda görüş beyan etmeyeceğini' söyler. Bir de şu önemli bilgiyi nakleder: 'Vakıfbank'ın her sene VGM'ne vermesi gereken kar payı, sermayeye katıldığı için ödenmiyor. Ödenmeyince de VGM'nün eline, banka sahibi olmaktan dolayı bir şey geçmiyor. Vakıf eserlerinin bakım ve onarımını yeterince yapamıyor. Arkadaşlar bir çalışma yaptı: Banka satılırsa 10-10.5 milyar TL eder. Bizim yüzde 58'lik hissemiz de 7 milyar dolayında pay tutar. Biz de bu parayla her yıl istediğimiz kadar vakıf eserinin bakım ve onarımımı gerçekleştirebiliriz. Yapılan budur. Bunun dışında alınmış bir kararımız yok.'