Dünyadan başlayalım.
Televizyon sektörünün dünya zirvesi her yıl Fransa’nın festivaller şehri Cannes’da toplanır.
Bu yıl, televizyon içerik fuarı Mipcom’a, 100 ülkeden 13 bin katılımcı iştirak ediyor.
Sektörün nabzını burada tutar, geleceğin eğilimlerini burada takip edebilirsiniz.
Örneğin, televizyon için yeni bir altın çağın başlangıcında olduğumuz hemen fark ediliyor.
İlk ya da farklı örneklerini burada gördüğümüz, internet ve dijital teknolojilerin sunduğu imkânları doğru kullananlar, görülüyor ki yarınlarda çok daha başarılı olacaklar.
Mipcom’u uzun zamandır takip ederim.
Türkiye, son yıllarda pek çok alanda olduğu gibi, televizyon sektöründe de önemli atılımlara imza attı.
Yıllar önce ellerinde festival çantalarıyla bu fuardan ne alırız diyerek reyonlar arasında dolaşanlar, şimdi artık ürettiklerini dünyaya satıyorlar.
Kendi satış reyonları, satış ekipleri, yabancı dağıtıcıları ve iş ortaklarıyla Türkiye açısından heyecan verici bir geleceğe yürüyorlar.
Türkiye’nin önünde asla ıskalanmaması gereken müthiş bir fırsat var.
İstanbul, bu sektör için dünyanın en önemli merkezi haline geliyor.
Bu süreci geliştirmek ve hızlandırmak ise, elbette devlete düşüyor.
Gördüğüm kadarıyla, merkezi ve yerel yönetim bu eğilimin farkında.
Ama bu farkındalık kesinlikle yeterli değil.
Çok daha fazlası yapılmalı ki, çok daha fazlası alınabilsin.
Tabii ki, bu alandaki uluslararası başarının, diğer sektörlere katkılarını sıralayıp saymaya hiç gerek yok.
Kültürel diplomasi açısından kazandırdıkları ve kazandıracakları ise cabası.
Bu nedenle, artık bir Amerikan televizyon dizisinin bizde çekilmeye başlaması, ortak yapımların sayı ve etki olarak artması bundan sonraki ilk adımlar olarak görünüyor.
İnanıyorum ki, sonrası çok daha büyük başarılarla devam edecek.
Ve bizden...
Bize gelince; hangi işi yapıyorsanız yapın, artık dünya ölçeğinde yapmak zorundasınız.
Çağın ritmini yakalayamaz ve sadece sınırlarınıza hapsedilmiş bir bakışla yola çıkarsanız, ne iş dünyasında yeriniz olur ne de siyasi hayatta...
Gazetemiz AKŞAM başta olmak üzere SKYTURK360, Güneş, Alem FM, Lig Radyo ile Alem, Platin,
Autocar, FourFourTwo ve Stuff dergilerinin yer aldığı TÜRKMEDYA’nın yeni vizyonunun tam da bu olacağını dört ay önce yazdım.
TÜRKMEDYA’nın çok acil çözülmesi gereken, hayati sorunları vardı.
Beş aydır maaşı ödenemeyen kadrosu, artık taşınamayacak borç yükü ve tükenmiş işletme sermayesiyle kanı çekilmiş bir vücut gibiydi.
Bu süreci birlikte yaşadık.
Siz okurlarımızın desteği artarak devam etti.
Geride bıraktığımız zaman içinde acil çözüm bekleyen bütün gündelik sorunlardan kurtulduk.
Geleceğin temelleri atılmaya başlandı.
Bunun için TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül ile TÜRKMEDYA Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali İslamoğlu’na teşekkür borçluyuz.
Şimdi ise geleceğe bakma zamanıdır ve bu konuda da, hem şans ve hem de fırsat olacak gelişmeyi aktarayım.
Ethem Sancak, TÜRKMEDYA’nın yeni sahibi oluyor.
Çukurova Holding ile ön anlaşma imzalandı ve hisse devri görüşmelerine başlandı.
Medya başta olmak üzere stratejik sektörlere girme hazırlığı içinde olduğunu açıklayan Ethem Sancak, vizyonuyla sadece grubumuzu değil sektörü de büyütüp geliştirecek bir işadamıdır.
Bu nedenle, TÜRKMEDYA bu yeni döneminde dört ay önce başlatılan hamleyi çok daha ilerilere taşıma hedefindedir.
Bu çerçevede size ilk yansıyacak değişikliklerin başında, özellikle grup içi dayanışma ve yakın çalışmayla ortaya çıkmaya başlayan editoryal zenginlik gelecektir.
TÜRKMEDYA fiziki olarak aynı binada toplanacak, böylece her biri kendi alanında başarılı olan yayınlarımız, artık toplamda da çok sıkı bir işbirliği içinde olacaklardır.
Gelecek için en iddialı olduğumuz alanın ise, dijital yayıncılık olacağının altını çizeyim.
Hedefimiz geleceğin eğilimlerinde öncü olmaktır.
Bu çerçevede, daha yeni olanı, daha farklı olanı ve daha etkili olanı sizlere sunma gayreti içinde olacağız.
TÜRKMEDYA olarak sıkıntılı günler geçirdik.
Sizin desteğiniz, umutlarımızı artıran kaynak oldu.
Ve artık sonuna geldik.
Gelecekte, yarışta sonuna kadar biz de varız diyoruz.
Yazıyı bu iddiamızı taahhüde dökerek bitirelim.
Yaptıklarımız ve yapacaklarımız ile TÜRKMEDYA’nın sektörde başa oynayan bir grup olacağını dosta düşmana göstereceğiz.
Tekrar ediyorum; TÜRKMEDYA yeni bir ekol olacaktır.