MHP'nin tüm tezgah ve iğrenç senaryolara direnişini tebrik ederek başlayalım. Bir merkezden organize edilen kaset bombardımanına rağmen yıkılmadılar. Hatta, en bilmiş kamuoyu yoklamacılarının ''Barajın altında kalma olasılığı mevcut'' yorumlarını yıkıp geçtiler.
Bağımlı medyanın ağız birliğiyle pompaladığı ''Yüzde 10'u bulmaları hayal'' şeklindeki psikolojik bombardımandan da kurtulmasını bildiler.
***
Peki sizce bunda ana etken neydi? Bu millet önümüzdeki günlerde önüne gelecek iki tehdidi çok iyi gördü. İlki, anayasa değişikliğinin Türkiye'yi nereye götürebileceğinin farkına vardı. Sonra, dünyada bile tartışılır hale gelen ''Başkanlık Sistemi''nin yol açacağı arızalardan endişeli. İşte bu yüzden yeni mecliste MHP'nin mutlaka olmasını arzuladı. Köşemizde sıkça tekrarladığımız bir iddiayı hatırlatmak istiyoruz; ''MHP çıtayı çok rahat geçer''. Doğrusu Oray Eğin'in ''Burhan Ayeri'ye katılmıyorum'' diyerek girdiği bahsi kazanmaktan ayrıca mutluyuz.
***
Türkiye'nin siyasi tarihinde ilk kez bu kadar erken sonuç alınan bir seçim yaşadığımızı atlamayalım. Oylama bitti, hangi partinin kaç milletvekili çıkardığı kısa sürede anlaşıldı. Ekranların tamamı için ''Barajı geçtiler'' diyoruz. Gelelim seçim günümüze. Kedileri, köpekleri ve tüm kanatlıları besleye besleye okula gittik. Bizim sandık bir üst kata, en tepeye taşınmıştı. Görevli ekibin işini bitirmesini bekledik. Oy pusulasını elimize verdiler. İşte o anda Evet mührünün modernize edildiğini fark ettik. Numaratöre dönüşmüş. Tepeden basıyorsunuz. Avantajı, parmaklarınız kirlenmiyor. Birilerinin yine iyi para kazandığı belli. Şeffaf sandıkları ise sevdik. Yarısı boşalmış listeyi, zarfa yerleştirmek beceri istiyor. Sonuçta gerekli işareti bastırıp, oy pusulasını yerleştirdik. 'İlk olma' gururunu yaşadık. Gür bir sesle 'Vatana, Millet'e hayırlı olsun' demeyi unutmadık. Tek tercih olduğundan, sonuçların erken alınacağından emindik. Nitekim öyle oldu. Katılımın rekor seviyede gerçekleşeceğine inandık. Yanılmadık.
...
Gazeteye gelip, zaplama görevimize başlayınca, CNN TÜRK'te Cengiz Semercioğlu'nu fark ettik. Pınar Esen ile 'Popüler kültürü' tartışıyorlardı. Konu ekran eleştirmenliğine geldi. Cengiz 'Ben bıraktım ama Burhan Ayeri ve Mesut Yar hala bu işi ciddi anlamda yapıyor' dedi. Sıra oy kullanımına gelince hem Esen hem Semercioğlu bu işi daha geç saatte halledeceklerini söylediler.
...
Hangi kanala geçsek, 'Doldur, boşalt, bağ yap' gözlemledik. Arada, hepsi birden liderlerin oy kullanma görüntülerini aktardı. CHP Genel Başkanı'nın Kağıthane'de yediği golden ders aldığı anlaşıldı. Kılıçdaroğlu, eşiyle birlikte sandık başına gitti. Hem de, objektif ve kameralara poz vererek.
...
Politize olmamış vatandaş için mutlu bir gün yaşandığına tanığız. Her türlü tekerlekliye monte edilmiş yüksek desibelli propaganda araçları ortadan kayboldu. Bunların yerini, sadece kazananların gürültüleri aldı. Kim ne derse desin 2011 Seçimleri'ne damgasını vuran Devlet Bahçeli'nin icadı PÜSKEVİT oldu. Diğeri de, Bingöllülere defalarca 'Diyarbakır' diye seslenen Erdoğan'dı. Bunu da, ağır maratonun doğal sonucu olarak karşılıyoruz.