Dünya da, bölge de, ülke de sert bir virajdan geçiyor. Bunu herkes kabul ediyor. Ama herkesin bu rasyonel kabule uygun davrandığını söylemek zor. Ana muhalefetin durumu ortada. Askeri ziyaret eden sanatçılara sinkaflı sözler edebilen bir genel başkan söz konusu…
Bununla beraber, milletin 15 Temmuz’da gösterdiği sağduyu, bilinç, hikmet ortada. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı’nda asker ve güvenlik güçlerimizin ortaya koyduğu mücadele de öyle. Türkiye bir mahvoluşun eşiğinden kısa sürede bu fedakarlıklar sayesinde -son krizde görüldüğü üzere- ağırlığını gittikçe hissettiren bir duruma erişti. Bunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın soğukkanlı, rasyonel, cesur ve ahlaki duruşu çok önemli bir yer tuttu.
Bu millet her daim ve en zor durumda vatanını korumak için seferber olmaya hazır. Önemli olan bu temel değere sahip çıkarak bu güce önderlik edecek liderliğin, siyasi hareketin ortaya çıkması. Türkiye çok şükür bu üçlü sacayağını oluşturmuş durumda.
Millet, siyasi irade ve liderlik yan yana gelebilmiş, vaziyete hakim olmuş durumda.
O zaman, saldırılar bu en güçlü tarafa yapılacaktır. Milletin sağduyusu yüksek olduğu için de basit değil, daha sofistike yollarla bu denenecektir. Kısaca bu üçlü sacayağının ayaklarından birisinin kırılması hedeflenecektir.
Önümüzde üç önemli seçim var ve Türkiye demokratik bir ülke. Ülkenin nasıl bir yönetime sahip olacağı bu seçimlerle belirlenecek. Bu nasıl “diktatörlük”tür ki herkes planını seçimleri etkilemeye dönük yapıyor. Süreç tüm dezenformasyonları çürütüyor gördüğünüz gibi.
Evvelki gün Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın Başakşehir’de vatandaşlara ayetlerle söylediği gibi, “Ayrılığa düşmeyin, zayıflarsınız, o zaman sizi yok ederler. Birbirimizi Allah için seveceğiz. Asla ayrılığa düşmeyeceğiz. Ve ben sizleri böyle bir kardeşler topluluğu olarak görüyorum.”
Bu sözler çok önemli. Vesayetten ve emperyal etkilerden kurtulma aşamasındaki demokratik bir ülkede seçimler sıradan bir ülkedeki seçimlerden çok daha fazlasını ifade eder. Aynı gün Fatih kongresinde yaptığım konuşmada bu konuyu işlemiştim. Bizim için seçimler, bir partinin siyasi başarısından öte, bu büyük kavgada birliğimizi dünyaya göstermeyi ve kavgada önemli bir dönemeci arkamızda bırakmayı ifade eder. O nedenle, bu farkı gözetmeden, bu durum yokmuş gibi değerlendirme yapamayız.
Osmanlı’yı da önce bu kardeşliği bozup, sonrasında yıkabilmişlerdi.