Artık 800 milyon dolar mı, 800 milyon lira mı, tam olarak bilmiyorum, bir kervan dolusu parayı harcayıp İstanbul'a bir tek kalıcı eser bırakamayan İstanbul 2010 Ajansı'nın faaliyetlerini eleştirmeyi bıraktık; eğlenme fazına geçtik.
Müslümanlara hakaret eden Naipaul'u davet edip, sonra da tepkileri duyunca, 'ne var canım, burada tartışırdık' diyen...
'Onur konuğu' olarak çağırmayı düşündüğü adamı sıkıştırmayı aklından geçiren bir organizasyonla karşı karşıyayız.
Sanırım, hem mali olarak hem de içerik olarak, Başbakanlık'ın vakit kaybetmeden mercek altına alması gereken bir kuruluş.
Yaptıkları bütün komiklikleri ve tuhaflıkları sıralayacak değilim.
Çünkü artık bir komedi filmi konusu oldu... Biliyorsunuz, Döngel Karhanesi'nin senaryosunu yazan Necef Uğurlu, bir İstanbul 2010 Ajansı komedisi yazıyor.
Ben yalnızca İstanbul 2010'un komedi faaliyetlerinden, en oryantalist olanından bahsedeceğim size. Yerli oryantalizmin tezahürlerinin şahikasını anlatacağım:
Günlerden bir gün 2010 Ajansı'nın Edebiyat Komitesi'nden bir profesör, asistanı aracılığıyla, Türkiye'nin en iyi şairlerinden, sayısız dile çevrilmiş Mevlana İdris'ten ısrarla bir İstanbul şiiri ister.
Bu şiir, 'Bizanstan Günümüze İstanbul Şiirleri' başlıklı bir kitapta yayınlanacaktır.
Mevlana İdris şiiri gönderir...
Ancak, komite üyesi profesörün asistanı, Mevlana İdris'e geri dönüp, utana sıkıla şiirinin yayınlanamayacağını, çünkü Edebiyat Komitesi tarafından 'İslamcı' bulunduğunu söyler.
Yanlış okumadınız, yanlış anlamadınız... Mevlana İdris'in şiiri, AK Parti'li hükümetin Kültür Ajansı tarafından 'İslamcı' bulunup sansür edilmiştir!
Artık içinde Ayasofya kelimesi geçtiği için mi, yoksa Fatih'ten bahsettiği için mi, yoksa 'sarhoşem' dediği için mi 'İslamcı' bulunduğunu benim anlamadığım bu nefis şiiri sizlerle de paylaşmak istiyorum.
ŞEHR-İ YARİM
Ayasofyanın altında uyuyorum
Bütün müzikleri duyuyorum
Bir melek geçiyor beni görmeden
Isfahana dokunup erguvan oluyorum
Bindörtyüzelliüçten beri serapa
Acizem serhoşem nahoşem
Sezarem Fatihem haneberduşem
Saat ikibinüç
Boğaza bakıyorum
Her yere akıyorum
Olmasaydı bu şehir
Olur idik biz ne
Yar olmasa derdik ki
Gelmiş giderken Haydan Huya
Biz bu şehre bakmak için uğramışız dünyaya
Dünya yalan İstanbul rüya
Ne kalır bir ah kalır bizden geriye bir ah
Sen duyarsın sevgilim sen bilirsin padişah
...
Size bir şey söyleyeyim mi, Hilmi Yavuz boşuna konuşuyor, Salih Tuna boşuna anlatıyor...
Yerli oryantalizmin şahikası, AK Parti hükümetinin 2010 Kültür Ajansı'nın Edebiyat Komitesi'nin Mevlana İdris'in bu şiirini 'İslamcı' zannetmesidir.
Naipaul daveti falan hikaye.
Oryantalizm dünya tarihinde böyle bir zafer kazanmamış, cehalet hiçbir zaman İstanbul'un surlarına bayrağını böyle dikmemiştir.
...
Komik olan, bu nefis şiiri okuduğumuz zaman, onu 'İslamcı' zannedenler yüzünden gülüyor olmamız...
Acı olan ise, bu edebiyat cinayetinin AK Parti devr-i iktidarında işlenmiş olmasıdır.
...
Oryantalist Bay Naipaul bile, bizzat İstanbul 2010 Edebiyat Komitesi'nde bulunsa, bu şiiri 'İslamcı' zanneder miydi dersiniz?