Kadir Topbaş'ın Dünya Belediyeler Birliği Başkanı seçilmesinden daha önemli bir şey var.
Nasıl seçildiği...
Seçimin tesadüfen dinlediğim öyküsü, Türkiye'nin aradığı 'büyük uzlaşma'nın hangi zeminde gerçekleşebildiğini de gösteriyor.
Önceki gece, Dünya Belediyeler Birliği seçimleri için yurtdışında çalışan 50 kişilik ekipten biri olan Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ile birlikteydim.
Ondan dinlediğim öykü, Türkiye'ye ve Türk milletine olan inancımı bir kez daha pekiştirdi.
Zaten, seçilmesine kesin gözüyle bakılan Kadir Topbaş'ın karşısına, son dakikada bir aday çıkartan Fransız-Yahudi lobisine karşı Türk Belediye Başkanları parti ayrımı yapmadan yek vücut olmuşlar.
Üstelik, seçimin Kurban Bayramı'na denk getirilmesini, Müslüman ülkelerin oylarını düşürmeye yönelik olarak yorumlayan CHP'li, MHP'li, BDP'li ve AK Partili başkanlar; gidip, seçimlere katılamama ihtimali olan, İran, Suriye, Filistin gibi ülkelerdeki belediye başkanlarından vekaletnameler toplamışlar.
Türkiye'de de öyle...
Ama daha önemlisi, CHP'li, MHP'li, AK Partili belediye başkanları bugüne kadar yapmadıkları bir şey yapıp BDP'li başkanların konuşmalarına katılmışlar.
BDP'li belediye başkanlarıysa bu sene, Türkiye'ye yönelik geleneksel eleştirilerini yapmamışlar.
Hatta Tunceli'nin BDP'li Belediye Başkanı Edibe Şahin'in partisinin kapatılmış olmasından bile söz etmeyip, 'henüz 4 yıllık bir partiyiz' diye konuşmasına başlaması bir dönüm noktası olmuşa benziyor.
Her partiden belediye başkanı, BDP'li başkanın konuşmasını heyecanla alkışlamış.
Başta söylediğim gibi, Kadir Topbaş'ın Dünya Belediyeler Birliği Başkanı seçilmesinden daha önemli olan; nasıl seçildiği...
Türkiye'deki bütün siyasi partilerden belediye başkanlarının ittifakı ve Türkiye'nin tesir alanlarındaki belediye başkanlarını etkileme gücü; büyük bir hedef karşısındaki birleşme irademizi gösteriyor. Birbirimizle uğraşmayı bırakıp, dikkatlerimizi 'küresel' ve milli hedeflere çevirmenin, Türkiye'de 'birlik'in yegane yöntemi olduğu bir kez daha kanıtlanmış.
İstanbul Belediyesi'nin iletişim bürosu, bu seçimin hikayesini niçin anlatmıyor, gerçekten merak ediyorum.
Hilmi Yavuz'a şükran
Hilmi Yavuz hocam, Naipaul tartışması sırasında yazdıklarımı; Hasan Pulur ve Yağmur Atsız'ın yazdıklarıyla birlikte 'şükranla andığını' söyleyip beni utandırmış.
Söz konusu bile olmaz.
Ancak; öğrettiği şiir, felsefe, sanat ve tarih... Hepsinden önemlisi muhakeme etme yöntemleri konusunda, ben kendisini hayatım boyunca şükranla anacağım.
Ergun Babahan, Burhan Kuzu'dan ne istiyor?
Burhan Hoca'ya o yumurta protestosunu yapanlar acaba yumurta attıklarının kim olduğunu biliyor muydu?
Örneğin Burhan Hoca'nın gerek akademide, gerekse devlette haksızlığa uğrayan solcuları özenle savunduğundan ve koruduğundan haberleri var mıydı?
Bence yoktu...
Ama asıl ilginci, olay gerçekleştikten sonra Star Gazetesi'nin pro-AK Parti yazarı Ergun Babahan'ın ekranlarda Burhan Kuzu'ya yüklenmesi oldu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'şık' bulmadığını söylediği, öğrencilerin Burhan Hoca'nın kimliğini öğrendikçe pişman olacağını bildiğim bu saldırı konuşulurken, Ergun Babahan acaba niçin Kuzu'ya yüklendi?
Benim cevabını bulamadığım soru bu.