Yeni Malatya maçından sonra yaşanan kriz işe yaramış... Aykut Kocaman'ın 'İdmanlarda varsınız, sahada yoksunuz' diyerek 'o vakit sorun bende' sitemi ile istifanın eşiğine gelmesi ve futbolcuların 'her şey düzelecek' sözünün pırıltıları sahada göründü.
En azından o kötü maçtan sonra moralsiz olmalarına rağmen oynama hırsları vardı. Topu kazanmada yardımlaşma, hücumda çoğalma, ürkek değil sert ve ayağa çabuk tempolu oynama düşüncesindeydiler. Henüz o krizi moral olarak üzerlerinden atamamışlar ama futbol olarak farklılar.
En önemlisi Santos kazanılmış. Brezilya'nın sol beki gibi oynamak istedi. Kanat hücumları yaptı. Kaybedilen toplarda da bölgesine çabuk döndü. Böyle oynarsa, Gökhan ile birlikte Fenerbahçe'nin hücum zenginliği de artar, defansın iki kenarı da sorunsuz bölge olur. Takım adına 2. kazanç ise Özer. Takımı ileriye taşıyan, tempo getiren oyuncu olmak üzere... Selçuk'un yerine Cristian, Semih'in yerine de Niang oynayınca hem skorda hem de orta sahanın direncinde daha farklı olur. F.Bahçe için Antalya ile oynayacağı lig maçı önemli. Çünkü bu maç Trabzon maçı öncesi ligin ikinci yarısı için yol haritası olacak. Bunun için de idmanlar ağır yapılıyor.
Samsun ile oynanan antrenman maçı için Mardan Stadı, on bin euroya kiralandı. Bunun da nedeni, futbolcuların cumartesi günü alışık olmadıkları bir zeminde ilk kez oynayacak olmaları. Yabancılık çekmemeleri için bu kadar para verildi.
Değdi mi! Mücadele, hücum zenginliği ve pozisyon olarak kafalar değişmiş gibi geldi... Güiza'nın oynayacak duruma gelmesi de zenginlik açısından güzel. En azından küskünlüğünü üzerinden atmış. Ancak küçük bir grubun hazırlık maçı olduğunu unutup Selçuk'u, Caner'i ve sahadaki futbolcuları protesto etmesi hiç de hoş değil. Taraftar kötü günde belli olur.