Semih, Emre Güngör'ün katı markajına girmiş adım atamıyor. O da kenarlara kaçıyor. Alex topla buluştuğu vakit, sağına bakıyor, Topuz ileri çıkmıyor. Sakat da. Solunda Caner top kazanmada, ileriye taşımada mükemmel işler yapıyor. Ortaları ise rakibine çarpıyor. Yine de sahada Semih ile birlikte en çok oyunun içinde olan oyuncu.
Kocaman'ın 'Ayağa sakin oynayan rakibi hataya zorlayan' anlayışı vardı ama sakin değillerdi. Alex ile Semih'in sarı görmeleri de bunun en büyük kanıtı. F.Bahçe'yi kendine getirecek bir şok lazımdı.
O da; Uğur Boral'ın oyuna girmesiyle kendini göstermesiydi. Erken atılan beraberlik golünden sonra Uğur'un bindirmelerine, ters bölgeden de Ziegler katıldı. Göbekten de Baroni destek verince hücum zenginliği bir anda Fenerbahçe'nin eline geçti.
Tolunay Kafkas da Gaziantep'in en etkili iki oyuncusu Wagner ile Olcan'ı çıkarınca ikinci yarı tek kale F.Bahçe'nin üstünlüğü altında geçti..
FENER'İN AĞIR İŞÇİSİ
Bu maçta F.Bahçe'nin en ağır işcisi olan Caner'i yazmak istiyorum. Onu izlerken aklıma geçen sezon devre arasında Antalya'da Samsun ile yapılan hazırlık maçı geldi.
O gece oyundan çıkarken, 50 yaşlarında beyaz yaşlı bir taraftar tribünden saha kenarında koşarak tel örgülerin yanında Caner'e bağırmıştı. Hatta oynatan Aykut Kocaman'a kızmıştı.
Acaba o beyefendi, dün gece maçı ve Caner'i televizyondan izlerken ne düşündü!
Alex'i mi soruyorsunuz!
Geçen sezon 28 gol atmıştı... Bu sezon bu rakamın üstüne çıkar.
Bienvenu'da hareketlenme başlamış. Boş alan buldukca hünerlerini gösterdi. Çabuk, kaleye dikine de çarpraz da giden biri. Ziegler ise Andre Santos'dan daha iyi. En azından oyun disiplini ön planda.
Sonuç mu!
Emre, Gökhan Gönül gibi iki kemik oyuncusu olmamasına rağmen maçı kazanmasını bildi... Gaziantep'den üç altın puan çıkardı.