Alex, F.Bahçe'ye 2004 yılında geldi. Son 6 ayı saymazsak, 8 yıl çok büyük hizmetler yaptı. El üstünde tutuldu, taraftarın sevgilisi oldu. Heykeli bile yapıldı. Futbol tarihine de 'unutulmaz futbolcular' arasına da girdi..
Bunların hepsi güzel..
Ama kendisini takımın, F.Bahçe'nin üstünde görmesi yanlış. O sevgiyi; düzen bozmaya, disiplinsiz davranmaya, kendisini takımın üstünde de gören tehlikeli güce çevirme hamlesi ne doğru, ne de etik.
Generallerin üstünde, mareşaller vardır.
Yakınları da Alex'in bu yanlışlığı nasıl yaptığına inanamıyorlar. Hatta şaşıranlar bile var.
F.Bahçe yenilebilir, berabere de kalabilir. Bunlar futbolun içinde olan sonuçlar. Ama disiplin giderse, ipin ucu kaçıp düzen futbolcuya dayalı olursa, orada adalet, istikrar ve gelecek de olmaz..
Böyle oynarsa Alex aranmaz. Kendi kendini bitirir. Kafasını toparlayıp eski sempatik Alex olursa o da kazanır, F.Bahçe de...
ORTA SAHAN İYİ OLURSA
Şu anda F.Bahçe gerçek gücünün çok altında. Gerçek kapasitesini yüzde 35 sahaya yansıtmasına rağmen, Gaziantep maçında, koşan, mücadele eden, yardımlaşan, gol arayan bir takım vardı..
Yan pas, geri pas kaybolmuş gitmiş.
Biraz sabredilirse üç hafta sonra daha farklı olur.
Kuyt'tan sonra Krasic de takıma hava getirdi. Orta sahan iyi olunca, özellikle Mehmet Topal da iyi olunca çift forvet oynamanın avantajı da ortaya çıkıyor. Ben kaleci Mert'i de çok beğendim. Dün sahada gerçek Mert vardı.
Maçtan önce Cristian'ı ilk 11'de göremeyenler, 'Alex'in arkadaşı olduğu için oynamadığını' söylüyorlardı.
Oysa hiç de öyle olmadığı oyuna girince belgelendi.
TAKIM ÇOK BEĞENİLDİ
Maçtan önce Kocaman, Cristian'a 'taşın altına elini sokmadığını' koşmadığını anlatmış.. O da hocasına hak vermiş. Son yirmi dakikada oyuna girmesinin nedeni gücünü bu sürede iyi kullanması ve orta sahayı kontrol altına almak ve hücumda Kuyt ve Sow'a destek vermek isteğiydi. Nitekim atılan gollerde de bu planı tuttu.
En önemlisi yazın çalışmayan, tatil yapan Sow ağır ağır fizik gücünü de moralini de kazanıyor..
Başkan Aziz Yıldırım'ın mikrofonu eline alıp, 'Şahısları değil, takımı destekleyin' mesajı da çok anlamlı. Ve o açık, net görüşten sonra Sow'un golünün gelmesi de öyle..
Sonuç olarak Kocaman yine haklı çıktı. Taraftarda koşan, bu takımı beğendi...