35 milyon euro kazanan Alex'in bazı kişilerle yemek yediği, 'Başkan hapse girerse kongre yapılır, biz de seni takımın başına antrenör olarak getiririz' dendiği bile iddia ediliyor
F.Bahçe'nin özel uçağı ile maça gittim. Hava şöyleydi: Alex'in saha içindeki özelliklerini kimse inkar etmiyor. Herkes övüyor. Ama sıra saha dışındaki Alex'e gelince herkes bir şeyler konuşuyor.
Futbolcular içinde Alex'e selam vermediğini söyleyen de var, 'Kaptan olarak bizle hiç ilgilenmedi' diyen de... Sanki Alex operasyonu, futbolcuları rahatlatmış gibi bir görüntü vardı. 8 yılda 35 milyon euro kazandı. F.Bahçe'yi değil, parayı sevdiği bile söyleniyordu.
Hatta derin kulisleri izleyenler, Alex'in bazı kişilerle yemek yediğini, 'Başkan hapse girerse kongre yapılır, biz de seni takımın başına antrenör olarak getiririz' dendiğini anlatanlar da vardı.
Dedikodu da olabilir, gerçek de.
Maçtan bir gece önce futbolcularla yapılan özel konuşmalarda 'Bu sizin onur maçınız. Bugüne kadar hep konuşarak hocanızı desteklediniz. Şimdi gücünüzü sahada gösterme günü. Yüreği olan, savaşacak olan oynasın' mesajı verildi.
İdmanda Alex'in yerine 10 numara oynayan Cristian ateş gibiydi. Bunun da iki nedeni var:
1-Başkan Aziz Yıldırım'ın 'Gitmek istiyorsan git. Yoksa taşın altına elini sok' sözünden sonra 'Oynayacağım' cevabı...
2-Brezilyalı oyuncuya 'Aykut Kocaman olmasa ücretin 1 milyon eurodan 2 milyon euroya çıkmazdı. Hocanın kıymetini bil' sözü...
GİZLİ OYUN KURUCU MEiRELES
Maça giderken Ali Yıldırım, 'Cristian'a dikkat et' dedi. Çok iyi oynadı. Meireles de öyle. Orta sahada toparlayıcıydı. Takımın sahada istekli, hırslı, mücadeleci bir görüntüsü vardı. Kora kor oynuyordu. İyi oynadığı, pozisyon ürettiği dakikalarda bir duran toptan gol yedi. Bunda yanlış adam paylaşımı, Volkan'ın kalesinden çıkmaması da etkendi.
Locada şok vardı. Başkan ve yöneticiler 'Böyle basit gol yenmez' diye sitem ettiler. Ama sonra Cristian sahneye çıktı. Topun başına geldiği an Başkan bana dönerek 'Bu gol olur' dedi. Öyle de oldu. Sonra sahneye takımın gizli oyun kurucusu, orta sahanın toparlayıcısı Meireles çıktı. Attığı golle herkesin yüzü gülmeye başladı. İlk yarı sonunda genel kanı şuydu: 'Takım iyi top oynuyor, iyi mücadele ediyor'.
FUTBOLCULARIN ONUR MAÇIYDI
İkinci yarının başında önce Volkan'ın kurtarışı sonra Gökhan'ın topu kaleden çıkarması, iyi oynayan F.Bahçe'de şansın da yanında olduğunu gösteriyordu. Ancak takımda gözle görülür yorgunluk başladığı anda bu kez sahneye Kuyt çıktı. Top Caner'in ayağına geldiği vakit hep bir ağızdan tribünden 'Kuyt'a at' diye bağırıldı. Öyle de oldu. Barcelona'nın alacağı kaleci kendi evinde üçüncü golü yedi. Ama iki dakika sonra bir kontratakta stoperlerin olmadığı pozisyonda F.Bahçe ikinci golü yiyince bu kez yine endişe hakim oldu. Daha maçın bitmesine 15 dakika vardı. Cristian'ın golünden sonra ise herkes rahatladı. Derin bir oh çekerek hakem maçı bitirmeden 'Bu iş bitti' diye sevinç başladı. Futbolcular onur maçını kazandılar ve Alexsiz de iyi oynayacaklarını gösterdiler. Bu galibiyet çok önemli ancak iş yapan, kulübü büyüten yöneticilerin başarıları, sahadaki futbolcuların ayaklarına bağlı olmamalı.