Maç başlıyor, F.Bahçe tek kale oynuyor. Pozisyon bulan, gol kaçıran taraf F.Bahçe. Böyle maçlarda yakaladığın fırsatları golle değerlendiremezsen sonunda yenilirsin.
Emenike’den başlayalım. Golcüsün, arkadaşların seni pozisyona sokmak için yırtınıyor. Sen sırtın kaleye dönük, zor olan vole ile gol atmak istiyorsun. Sonra kaçırdıkça kaçırıyorsun. Moralin bozulur, sıtrese girip oyundan iyice düşüyor.
Ve sen Alves… Bir hafta önce Bekir, dün de sen. Orta sahada, riskli pozisyon olmayan bir alanda, arkadan rakibinin sırtına tabanla giriyorsun. Neden!
Normal oyununu oynasana kardeşim. Arkadaşların sahada iyi oynuyorlar. Sen lüzumsuz bir hareketle bir çuval inciri berbat ediyorsun. Emeğe saygısızlık yapıyorsun. Senin gibi üst düzey bir oyuncu böyle acemice hareket yapar mı! Bu yenilgide senin payın çok fazla. 85 dakika iyi oynayan takımın üç puanı senin yüzünden kaybetti.
Olcan’ın direkten dönen topunun dışında pozisyonu olmayan G.Saray’a yıldızı Sneijder’ın sahneye çıkıp iki gol attırdığı maçta yaptığın hareket ile hem takımını on kişi bıraktın, hem de oyun kurgusunu yerle bir ettin.
Emre sakatlandı çıktı, Selçuk girdi. Kimse Emre’yi aramadı. Oyun kurgusu aynen devam etti. Ama senden sonra bir eksik kalan takımda Topal stopere geçinde, orta saha çöktü.
Şimdi diyebilirsin ki “Takım on kişi kalınca Kadlec o golü kaçırmasaydı?” Futbolda bu da var kardeşim. Bomboş pozisyonda atsa veya arkasında bulunan Selçuk’a bıraksa gol olurdu. Ama olmadı.
Volkan sakat sakat oynadı. Sen sağlamsın, güçlüsün. Gücünü yanlış yerde, yanlış zamanda, futbol dışı harekette kullandın. Yönetimin yerinde ben olsam sana ağır para cezası veririm. Sahada emeğini çaldığın arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacaksın?
Bak kardeşim! Belki biliyorsun, belki bilmiyorsun. Emre sakat sakat oynadı. Arkadaşlarını yalnız bırakmamak için kendisini riske attı.
Maçtan bir gün önce şöyle diyordu: “Risk almam gereken bir gün. Sakatım, oynarsam, yine sakatlanırsam, arkadaşlarımı bir ay daha yalnız bırakabilirim. Ama sakatlanmazsam, maçı bitirirsem, önüm açılır.”
Kendisini feda etti… Şimdi onun bu iyi niyetine bir de senin kötü niyetini koy. Ve kararı sen ver..
Bir sözüm de İsmail Kartal’a...
On kişi kalınca Hasan Ali’yi beke alıp, Caner’i ileri çıkarma hareketini keşke ilk 11’de yapabilseydin. Alper’e güvendin. Ama olmadı.