F.Bahçe ligde 2., kupada çeyrek finalist... Onca sorun karşısında dik durmak ve travmalara rağmen bu başarıyı yakalamak, ayakta alkışlanır. Her türlü övgüye de layıktır.
Sahası kapanıyor, her maçta kadınlar tribünleri dolduruyor. Büyük maçlarda biletlerin karaborsaya düşmesini anlıyorum da, kadınlara yapılan bedava maçta 10-20 liraya karaborsa bilet alınmasını çözemiyorum.
Ve anlayamadığım ikinci olay:
F.Bahçe Play-Off'u garantilemiş, bir sıkıntısı yok. Derdi: 'G.Saray ile arasındaki puan farkını acaba aşağıya düşürebilir miyim?'
Yani rahat.
YAN GELİP YATMIYOR
Alex, Türkiye'de kalmak için yırtınıyor. O haklı şöhretine toz kondurmamak, futbolu bıraktıktan sonra da F.Bahçe'nin ekmeğini yemek için planlar yapıyor. Yan gelip yatıp, şöhretinden faydalanma yerine, sevgisini daha üst düzeye çıkarmaya çalışıyor.
Ama bazıları bu büyük ustadan ders almıyor. Koşmuyor denen, 34 yaşındaki Alex defansa gelip yardım ediyor, takımı hücuma çıkarıyor.
27 yaşındaki Topuz çiçek açmayan, meyve vermeyen ağaç gibi. Kalenin önünde al da at diye ayağına uzatılan topa vuramıyor.
Ya Stoch! 3 haftadır uyku içinde.
Gökhan, kimilerine göre 'kart sınırında', kimilerine göre ise 'sakat...' Uzmanlara göre 'Bilimsel olarak doğrulanamayan sakatlığı' psikolojik... İdmanlara çıkmaması da bahanenin bir kılıfıymış.
TUNCAY GİBİ OLMASIN!
Gerçek olan ise, sezon başında Avrupa'ya gidememiş olması ve onun hayal kırıklığıymış. Yani kafa olarak F.Bahçe'de işi bitirmiş, 'Seneye nasıl bir yabancı takıma giderim' hesapları yapıyormuş.
Eğer doğruysa yazık.
Tuncay gibi olmasından korkarım. O da Gökhan gibi F.Bahçelilerin sevgilisiydi. Sonra ne oldu! Şimdi Tuncay'ı hatırlayan mı var?
Ben bu maçta Yobo'yu çok beğendim. Bir tek hatası var. Onda da Sestak'ın şutu direkten döndü. Onun dışında defansta ayakta kalan, mücadele eden bir görüntüsü vardı.
Sonuç mu!
F.Bahçe zorlansa da, kadınların duası ve Alex'in becerisi ile maçı kazanmayı başardı. Orhan Şam da Gökhan Gönül'ü aratmadı.