Dün en ince ayrıntısına kadar AKŞAM’da okudunuz Buse Terim-Volkan Bahçekapılı nişan töreni ve devamındaki organizasyonları. Sabah 09:00 sularında bir mesaj attım Buse’ye, ‘çok mutlu olun’ diye. Anında çaldı telefonum, arayan Buse. ‘Aslında biraz daha geç aramayı planlıyordum ama sen mesajı atınca müsait olduğunu düşünüp hemen aradım. Allah aşkına, nereden biliyorsun tüm detayları? Bu kadar ayrıntıyı en yakın arkadaşlarım henüz bilmiyor’ dedi. Haberdeki detaylardan etkilendiği sesinden belliydi. Ama sadece şaşkınlık değildi sesindeki. Büyük bir heyecan ve mutluluk da vardı apaçık. İyi dileklerimin hepsine derin ve içten ‘Amin’ dedi ardı ardına… Neyse gelelim bilip, dünkü haberin içine yazmadığım diğer detaylara… Malûm birden çok ‘ünlü’ var bu olayın içinde. Fatih Terim, Buse Terim, Emre Belözoğlu… Hal böyle olunca da basının ilgisi kat be kat artıyor bu olaya. Bunun farkında olan aile bir dizi önlem aldı gizlilik hususunda. Terimlerin Tarabya’daki evindeki yüzük töreninden sosyal medyaya hiçbir şey yansımaması rica edildi davetlilere lâf arasında. Hazırlıkları ve töreni görüntülemek üzere anlaşılan profesyonel fotoğraf ekibiyle ise bir ‘gizlilik sözleşmesi’ imzalandı. Terimlerin o özel anların ortaya dökülmesine hiç tahammülü yok anlaşılan. Çekilen fotoğraflardan bir karenin bile basına sızması, fotoğraf ekibini yüzbinlerce liralık bir ceza ödemeye mahkûm edecek! Peki yıllardır basının yakından ilgi gösterdiği bir aile olan Terimler, bu nişanı gazeteci dostlarını kırmadan nasıl atlatacak? Onun da kararı aile meclisince alındı. Buse Terim’in çalıştığı PR ajansı tüm gazetelere, çiftin bir fotoğrafını servis edecek ya da paylaşımı Buse sosyal medya hesaplarından birinden gerçekleştirecek.
Fatih Terim’in onayıyla…
AVM’lerin PR sorunsalı
Saçma sapan bir sistem gelişti son dönemde. AVM’ler ‘uyanık’ davranıp, gazete sayfalarının sütun santimine binlerce lira ödeyip ilan vermek yerine ‘magazin’in yumuşak karnından yararlanıyor. Kısaca şöyle gerçekleşiyor sistem. AVM’ye gelen ünlü isimleri, bünyelerinde çalıştırdıkları –ki bu kişi çoğunlukla eski bir gazeteci oluyor- fotoğrafçılara görüntületip, o sığ bilgileriyle yazdıkları ‘sözde’ bültenleri basına servis ediyorlar. Sadece ve sadece AVM’nin marka bilinirliğini artırmak için. Tuhaf olan şu, daha önceki gün Kanyon’un PR ajansı bir bülten geçti. Belçim Bilgin ve Yılmaz Erdoğan’ın birlikte AVM’de yemek yiyip, dostlarıyla sinema keyfi yaptığı yazıyor. Fotoğrafın çekildiği tarih 9 Ekim, servis edilen tarih ise 30 Ekim! Tam 21 gün sonra… Metnin içine ‘geçtiğimiz günlerde’ yazarak yuvarlamaya çalışmışlar ama gazete bile takip etmeyen birileri tarafından yazıldığı gün gibi ortada… Belçim günlerdir Amerika’da, Yılmaz ise Avustralya’da… Bu arada bir de mesajım var o ajansa. O gece ben de vardım Yılmaz ve Belçim’le birlikte… ‘Dostlarıyla sinema keyfi yaptı’ dediğiniz çift, sinemada dostlarını selamladı sadece, filmi izlemedi bile…
O Ses’te şike var! Kazanan şimdiden belli!
Büyük iddia, sert başlık değil mi? Aynen öyle ! Ne var ki doğru… İster ‘televizyonun altın çocuğu’ deyin ona, ister ‘muhteşem yapımcı’… Acun Ilıcalı’nın O Ses’inde daha takımlar belli değil ama kazanan belli. Yıllardır gözümüzün önündeki adam kazandı bu yıl yarışmayı. Athena Gökhan… Ya da başka bir deyişle biz kazandık Gökhan’ı. Şarkılarını dinleyip sevdiğim adamın kendisini de sevdirdi bana O Ses… Şu an benim gibi düşünen milyonlarca insan var... Belki onu tanıyanlar için bu ‘malumun ilanı’ndan öte bir şey değil ama büyük çoğunluk için keşfin dik alâsı…