Kutuplaşma meselesinin Türkiye’de kaçınılmaz bir “siyasi aktör” olmasının birçok nedeni var. Bu nedenler tarihsel, politik, ekonomik, sosyolojik ve tüm bunların içinde yuvalanmış işlevsel potansiyeller olarak sıralanabilir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan başlattığı yürüyüşün “olağandışı” olduğu konusunda herkes hem fikir. Hürriyet, Cumhuriyet ve Sözcü yazarlarına bakın, bu yürüyüşü CHP tarihinin en “önemli” eylemlerinden biri olarak tanımlıyorlar. Buraya kadar söylenenler doğru; Kemal Bey’in başlattığı yürüyüş siyasetin rutinine uymuyor.
Türklük salt ırki bir ifade değildir. Türk, sağduyusuyla siyasi mühendislikleri bertaraf edendir (15 Temmuz’u hatırlayın). Türk, kendisine sığınanı koruma adına tüm imkanlarını seferber edendir. Türk, emaneti gözü gibi koruyandır. Bu vahşet, kalbimizde yara olarak kalacak ama Türk insanının son 6 senedir ortaya koyduğu insanüstü misafirperverlik ve fedakarlığa halel getirmeyecektir.
Türkiye’de bir muhalefet sorunu olduğunu söyleyince, ‘her işte olduğu gibi burada da muhalefeti suçluyorsunuz, neden iktidar partisinden hiç bahsetmiyorsunuz’ türünden bir eleştirinin gelmesine şaşırmamak gerekir.
Almanya’da Hamburg’da toplanan G-20 ülkeleri toplantısı büyük çapta Trump’a karşı 19 ülke şeklinde geçti. Dışarıya sızan konuların kısa özetini veriyoruz.
İşten ayrılmak isteyen çalışanlar avukata danıştıklarında fazla mesaileri ispatlamak için yazılı delillere ihtiyacı olduklarını öğrenince durum içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor. Peki, fazla mesai yapan çalışanlar bunu nasıl ispatlayabilir ve bu konuda nasıl bir yol izleyebilir?