Madde açık ve net... Kemal Bey, ortaya bir iddia atıyor. Suç ve suçludan bahsediyor. Ancak, bunların ortaya çıkması için yapması gerekenleri yerine getirmiyor. Bu davranışı da Ceza Kanunu’nun 283. Maddesi’ne giriyor. Şu anda içinde bulunduğu durum bu!
Dünya ilan edilmemiş bir 3. Dünya Savaşı yaşarken, ateşin her tarafı önü alınamaz şekilde sarmaması için, Ortadoğu’ya barış gelmesi, Suriye ve Irak’ın sınır bütünlüğü ilkesi çerçevesinde ayağa kaldırılması lazım. Bu düzenin limitini çoktan doldurduğunu ve infilak etmek üzere olduğunu, hatta ettiğini dünyaya anlatamıyoruz. Kâr ve iktidar hırsı buna engel oluyor.
Deniz Baykal; “hayır çıkarsa, Yunan’ı İzmir’de denize döktüğümüzde nasıl sevindiysek öyle sevineceğiz” dedi. Bir başkası dizginlerinden tamamen boşalarak öne fırlayıp; “evet diyenleri denize dökmekten…” bahsetti. Nereden bakarsanız bakın... Bu söylemlerin hiçbirisi olağan şeyler değildir. Aklı başında hiçbir insan, normal şartlarda, olağan dizgi içinde böyle şeyler söyleyemez, söylememesi gerekir.
Türkiye tarihinin kırılma noktalarından biri bürokrasinin devlet içinde özerk bir toplumsal zümre olarak yükselmesidir. Klasik İmparatorluk yapısında her zaman bürokrasinin gücünü dengeleyecek ideolojik, politik ve toplumsal mekanizmalar var ve fonksiyonel olduğu için devlet içinde politik güçleri olmamıştır, daha doğrusu politik bakımdan etkisiz kılınmışlardır.
İkale sözleşmesi imzalayan işçiler, istifa etmiş sayılırlar ve işsizlik maaşı alamaz. İşveren tazminatı ödese bile SGK’ya 'istifa' koduyla bildirim yapmışsa, durum değişmez. Bu nedenle SGK bildirimi kontrol edilmeli.