Bildiğimiz, kullandığımız takvimin yanında bir de siyasi olayların kendi iç bütünlüğü içinde oluşturduğu bir takvim vardır. Olayların neden sonuç ilişkisine göre sıralandığı bir sosyal/politik tarihtir o. İleri demokrasilerde bu takvimi milletin iradesi belirler. Millet iradesinin yok sayıldığı yerlerde ise hegemonlar, sömürgeciler ve şu sıralarda onların dönüşmüş olduğu finans kapitalin tercihleri. Türkiye gibi daha arafta kalan ülkelerde ise karmaşık bir işleyiş vardır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üslubundan şikayet edenler arasında AK Parti’ye yakın olan çevreler de var. Bunlar, her fırsatta Erdoğan’ın “kapsayıcı” olmadığını vurgulayarak “Balkon konuşmasına” duyulan ihtiyacı gündeme getiriyorlar. Oysa samimi şekilde kulak verseler Erdoğan’ın her konuşmasının birer “Balkon konuşması” niteliğinde olduğunu anlayacaklar. Mesela Erdoğan’ın önceki gün Malatya’daki toplu açılış toplantısında yaptığı açıklama: “CHP’ye gönül veren kardeşlerim, MHP’ye gönül veren kardeşlerim, hatta HDP’ye gönül veren kardeşlerim; size sesleniyorum, gelin birlik ve beraberlikte birleşelim.”
ABD, Rakka’yı DEAŞ’tan temizleyerek yeni yönetimin terörle mücadeledeki en büyük vaatlerinden birisini yerine getirmek istiyor. Trump yönetiminin ABD halkına Suriye’ye dair verdiği tek söz Rakka. Fakat operasyonu kiminle birlikte yapması gerektiği konusunda kafası karışık. Rakka’da Türkiyesiz bir denklemin zor yürüyeceğini biliyorlar; Rakka’da DEAŞ’ın PKK ile temizlenemeyeceğini de. Aynı zamanda ÖSO ve Arap unsurlarla yeni bir angajmana girmenin verimliliğini ve maliyetini kestirmekte zorlanıyorlar. PKK’ya yaptıkları yatırımı da bir çırpıda çöpe atmak istemiyorlar.
Türkiye’nin 15 Temmuz’da yaşadığı olayın doğrudan doğruya ülkenin bağımsızlığına karşı bir saldırı niteliği taşıdığı, yönetimini ele geçirerek ülkeyi işgal ve bölme girişimi olduğu açıktır. Devletin milli unsurları, milletle birlikte bu ihanet girişimini bastırıp mağlup etmiş olmakla beraber, ortaya çıkan bir başka gerçek vardır. Mevcut sistem parlamentarizm adı altında sadece ‘militer-bürokratik tahakküm’ düzenini olarak değil, aynı zamanda dış destekli askeri darbe ve müdahalelere açık, daha doğrusu onlarla birlikte var olan bir mekanizma halinde işlemektedir.
Bay Trump göreve geldiğinin ertesi gününden itibaren Meksika ile sorunu büyütmeye başlamıştı, üstelik de yurtdışında üretim yapan otomotiv sektörünün üzerinden, ABD’ye geri gelmeleri için itiş kakış çıkartarak! Üstelik Meksika ile ABD arasında duvar koyma işini bitireceğini, sonra da duvarın parasını da Meksika’dan alacağını söylemişti. Bu Meksika Devlet Başkanı’na biraz fazla geldi ve randevuyu iptal ederek Trump ile görüşmemeyi seçti. Şimdi ABD ve Meksika küs!
Çalışan anneler 425 liralık 'büyükanne maaşı'na koştu. Başvuru sayısı 65 bini geçince süreç dondurulmuştu. Ancak yoğun ilgi sebebiyle yeniden ek süre verildi. Ve bu süre de bu gece saat 23:59’da sona eriyor. Kadınların işgücü piyasasına katılımının sağlanması adına geçtiğimiz yıl doğum sonrası part – time çalışma hakkı ve ebeveyn izni uygulaması hayata geçirilmişti. Diğer yandan özellikle ebeveyn izninin yasalaşması sonrası işverenlerin işe alımda ayrımcılık yapma ihtimalini sesli olarak dillendirmesi sonucu yeni uygulamaların hayata geçirilmesi için çalışmalar yapıldı.