Biliyorsunuz, Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz gecesi CHP’lilere “sokağa çıkın” çağrısı yapması istendiğinde, “Can güvenliklerini kim sağlayacak?” türünden garip bir cevap vermişti! Peki bu tahrikler devam eder ve yapılan sorumsuz açıklamalar geniş kitleleri ateşlerse, ortaya çıkabilecek ateşi kim söndürecek? Yaşanabilecek acıların faturasını kim ödeyecek? Hazır mı Kılıçdaroğlu buna? İşte o yüzden... Başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere herkes için “aklını başına alsın” derim!
Avrupa’nın peşine takılarak Türkiye’deki iktidarı devirmeye kalkmanın bu ülkeye felaketten başka bir şey getirmeyeceği ortada. Yugoslavya’yı ne çabuk unuttuk. Kuşkusuz bütün muhalefet cephesini aynı kefeye koymak doğru olmaz. Muhalefet etmek, siyasi mücadeleye girişmek ana sütü gibi helaldir; ama siyasi mücadeleyi yabancı devletlerin güdümüne girerek yapmaya kalktığınızda işler değişir. Geç olmadan muhalefetin kendine gelmesi şart.
Oylamalardan sonra bazı itirazlar ortaya çıksa da bunlar kaybeden parti veya adayların psikolojisini yansıtan, sonucu değiştirmeye yetmeyecek küçük ölçekli sorunlara işaret etmenin ötesine geçmeyecek münferit olaylar olarak kalmaktadır. Bu bakımdan 16 Nisan referandumunun %85 gibi yüksek bir katılımla neredeyse önemli hiçbir olay yaşanmadan gerçekleştirilmesi başlı başına bir siyasi başarıdır.
Bir özet vermek gerekirse, mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü verilerine göre tarım dışı işsizlik oranı Ocak 2017 döneminde bir önceki döneme kıyasla 0,1 puan azalarak yüzde 14,1 olarak gerçekleşmiştir. Betam tahmin modeli tarım dışı işsizlik oranının Şubat 2017 döneminde yüzde 14,0 seviyesine düşeceğini öngörmektedir.