Kelebeğin Rüyası filminin Dubai galası, bana 'şaşırmamayı' öğretti. İçinde Yılmaz Erdoğan, Belçim Bilgin, Mert Fırat ve Kıvanç Tatlıtuğ'un da bulunduğu keyifli bir ekiple uçtuk Dubai'ye...
Neler mi yaşadık? Neler yaşamadık ki...
BİR FİLMİN İÇİNDEYİZ
Muazzam bir organizasyon hazırlanmış. Havalimanında Audi A8 ve Q7'lerden oluşan bir filoyla karşılandık ve koyulduk yola. Rota, Burj Khalifa... Şu, Tom Cruise'un Görevimiz Tehlike filminde tepesinde sallandığı bina...
Girdik Armani Hotel'e...
Giorgio Armani öyle bir otel tasarlamış ki, sabaha karşı üçte girdiğim odada 'Keşke yatmak için daha şık bir şeyler alsaydım yanıma' derken buldum kendimi. Havludan tuvalet kağıdına kadar Armani logolu bir odadan bahsediyorum. Şaka gibi!
Lüks kavramıyla alakalı bütün bildiklerinizi unutun. Mekan kapılarında Lamborghini Gallardo'lara, Hacı Murat muamelesi yapılan bir şehirden bahsediyorum. Bentley, Ferrari, Rolls Royce yine prestijli ama Pagani Zonda, Koenigsegg ya da bir Bugatti'ye sahipseniz dikkat çekiyorsunuz ancak. Bir de Kıvanç Tatlıtuğ'sanız...
BRAD PITT'Mİ DEDİNİZ?
Gala günü sabahında otel önünde karşılaştım filmin erkek üçlüsüyle. Kısa bir Dubai Mall turu yapmaya niyetlendiler. Niyetlendiler diyorum, çünkü Kıvanç'la bu pek mümkün değil. Orada Kıvanç Tatlıtuğ olmak başka bir şey...
Gördüğü ilgiyi tarif zor. Buradakiyle alakası yok. Metrelerce öteden Kıvanç'ı (ki onlarda Mohannad) gören kadın çığlık atmaya başlıyor ve o çığlığı kesmeden Kıvanç'a doğru soluksuz koşuyor... Güvenliklerden ulaşması mümkün olmasa da, ona bu kadar yakın olmak bile eritebiliyor her birini.
Brad Pitt mi dediniz?
Boşversenize... Burası Kıvanç'ın çöplüğü! Net!
ÇIĞLIKLAR VE GURUR
Fashion Avenue'de yapılan halk söyleşisine sadece VIP davetliler alındı. Bir moderatörün yürüttüğü kısa sohbetten aklımda kalan en önemli şey tüm oyuncuların akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor olmasıydı. Mutlu oldum...
Söyleşi ardından Dubai Mall içinde bir güvenlik ordusu eşliğinde golf arabalarıyla gala bölgesine geçiş... AVM çığlıktan yıkılırken fark ettim ne kadar gurur duyduğumu...
YALLAH MUZAFFER!
Gala öncesi kokteylin en renkli ismi ise Dubai Başkonsolosu Elif Ülgen'di. Ben böyle enerjisi yüksek bir diplomat görmedim ömrümde. İnsan ilişkileri, kılığı kıyafeti harikaydı. Kahkahaları hâlâ kulaklarımda.
Geçtik ana salona... Bu filmi üçüncü izleyişim ama bu defa Arapça. Film Mert'in Kıvanç'a, 'Muzaffer yallah!' demesiyle başlayınca bir tuhaf hissetmedim değil aslında. Ama değil Arapça, sessiz bile olsa o görüntüler izlenir, izlendi de...
After Party en hızlı asansör ve tatil zamanı
Çıkışta ekibi zor kaçırdı güvenlikler. Aksiyon filmleri tadındaydı kaçış. Teknik servis asansörleri kullanıldı, koridorlar geçildi ve otoparkta beklenen araçlara ulaşıldı. Keyifli galanın ardından sıra After Party'de...
BKM, After Party için Burj Khalifa'nın 122. katındaki Atmosphere Lounge'un bir bölümünü kapatmış. Sıfırdan 122. kata çıkmak için bindik bir asansöre. 'Bir asansör' deyip sıradanlaştırdığıma bakmayın. Resmi olarak dünyanın en hızlı asansörü aslında... 60 saniyede geldik 442 metre yükseklikteki Atmosphere Lounge'a... Bütün Dubai ayaklar altında...
Sohbet edip muhasebesini yaptık filmin ve gelinen noktanın... Herkes en az benim kadar mutlu ve gururlu. Hepsinin tatil planı var sırada. Yılmaz, Kıvanç ve Mert birlikte Uzakdoğu ve Küba'ya; Belçim, çok özlediği oğluyla baş başa Amerika'ya...
Fazlasıyla hak ettiler...