Bir gazeteci olarak beni çağırsa giderdim.
Yahut kendi medya grubundan birilerini de çağırabilirdi.
Ama o İngiliz BBC'yi tercih etti!
Gazete olarak da İngiliz Wall Street Journal'i.
Başbakan Erdoğan grup toplantısında bu konuya dikkat çekti.
"Bu gazetenin patronları kimler?…." diye sordu.
Açıkçası haksız da değil doğrusu.
Ama eksik bıraktı.
Listeye The Economist ve Financial Times'ı da eklemek gerekiyor.
Bunların hepsi İngiliz yayın kuruluşu.
Ne var bunda demeyin?
Türkiye'ye yönelik en ağır eleştirileri bunlar yapıyor.
Türkiye'ye yönelen yabancı sermayeyi bunlar ürkütüp kaçırmaya çalışıyor.
The Economist ve Financial Times'ın arkasında dünyanın en gizemli ailesi Rothshild'ler var.
Aile İsrail devletinin kurucusu.
Osmanlı'yı da yıkan aile.
İlginç değil mi?
Bankacılık ve petrolden kazanıyorlar.
Unutmadan, savaşları da çok seviyorlar!
Başbakan Erdoğan, 2012 yılının başında "Türkiye'ye karşı atak başlattılar" diyerek işaret etmişti bu yapıyı.
Yani "faiz lobisini".
Sonra Gezi kalkışmasında bir kez daha gündeme getirdi.
Şu sıralar, Türkiye'den yüklü miktarda döviz almakla meşguller! Döviz fiyatlarının yükselmesinin sebebi de bunlar!
Bu sayede ekonomiyi göçertip, Erdoğan'ı devirmeyi hedefliyorlar.
Acı ama gerçek. Dünyayı bu ve benzeri birkaç aile yönetiyor.
Maalesef!
The Economist, 12 Haziran genel seçimlerine bir hafta kala "AK Parti güçlü gelmesin, CHP'ye oy verin" diye açık çağrıda bulunmuştu.
Sonra işi daha da abartıp bir hafta sonra "Sonun Menderes gibi olur" dedi.
Çünkü Merkez Bankası faiz artırmama noktasında diretiyordu.
Bugün de aynısı olmuyor mu?
Faizler artsın diye bunların içerideki işbirlikçileri yırtınıyor.
IMF'ye borcun bitirilmemesi için de ellerinden geleni yapmışlardı.
Ama başaramadılar.
Bu aileler kendilerini dünyanın patronu sanıyor.
Ülkeleri de "şubeleri" gibi görüyor.
Bu şubelerin başına da "genel müdürler" atıyor!
O "genel müdürler" de patronun çıkarları için çalışıyor.
Ama o şubede çalışanlar kendi aralarından birini yönetici olarak seçtiklerinde bu patron çılgına dönüyor.
Menfaatlerine hizmet etmeyen o yöneticileri ya "asıyorlar" ya "zehirliyorlar" yahut bir "darbeyle" alaşağı ediyorlar.
Anladınız sanırım.
Şu sıralar NT Mağazaları tarafından ambargoya uğrayan, satıştan kaldırılan "Sır Küpü" kitabım tam da bunları, bu aileleri ve faaliyetlerini irdeliyor.
Bu ambargo olayının ardından "acaba" mı diye aklımdan geçirmedim değil doğrusu.
"Sır Küpü'nü" okuyanlar anlayacaktır ne demek istediğimi.
Neyse, dönelim asıl konuya.
Alman kökenli Yahudi aile Rothshild'ler bu gazete ve derginin ortağı.
Sadece bunların da değil. Daha birçok yayın kuruluşunun da.
Uluslararası alanda çok güçlü olan bu medyayla racon kesiyorlar.
Tabii yersen!
Türkiye'nin uyguladığı para politikalarından çok rahatsızlar. Faizler düştükçe uykuları kaçıyor.
Zira gelirleri azalıyor.
Türkiye'nin enerji politikaları Rothshild'lerin ikinci karın ağrısı.
Siyonizm'in kurucusu ve hamisi aile, Türkiye'nin İsrail politikalarından da çok rahatsız.
Meselenin özü budur.
Bunların ve işbirlikçilerinin Erdoğan rahatsızlığı bundandır.
Erdoğan'ı genel müdürlüğe razı edemediklerindendir.
Ve son bir not.
Bu yapının en büyük korkusu halktır.
Çünkü halkla baş edemiyorlar.
O yüzden de bugüne kadar hep şu formülü uyguladılar.
"Yöneteni yönet"!