Onu sinemaya bir türlü yakıştıramayanların, ağzıyla kuş tutacak olsa taşlayanların aksine, Mahzun Kırmızıgül'ün sinema macerasını önemli buluyor ve takip ediyorum. Yaygın 'yakıştıramama' sendromunu da faşizanlık olarak değerlendiriyorum. Büyüsü bir yana olmakla beraber, sinema da diğer işler gibi bir 'iş' nihayetinde. Herkes başka başka şeylerle meşgulken, sinemayla yatıp sinemayla kalktığı ve uzun uzun yollar kat ettiği için birine kızmak çok anlamsız değil mi? Film dili halen kusurlu evet ama sinemaya aktardığı ruh ve hiç üşenmeden giriştiği kendine yepyeni bir kariyer inşa etme serüvenini takdire şayan buluyorum ben. Yaptığı 3 filmin de, gösterildiği yılların 'en çok izleneni' olması tartışılmaz bir 'başarı' ayrıca. Hele de medyaya karşı takındığı 'sessizlik' tavrı, gayet aykırı ve kim ne derse desin onu 'dokunulmazlık' mertebesine taşıyan bir duruş.
ÜÇ KİTAP ÜÇ MAHZUN!
Tüm bu sessizliğin sonunda şimdi ise, yeni bir ticari zeka ürünü olarak üç filmini anlatan 3 ayrı kitapla çıkıyor karşımıza Kırmızıgül. Beyaz Melek, Güneşi Gördüm ve New York'ta Beş Minare. Senaryolarının yanı sıra, filmlerin yazım, çizim, hazırlık, yapım ve çekim aşamalarını... Filmlerin amaçlarını, toplumsal ve politik etkilerini ve çekim anılarını anlatıyormuş her bir kitap. Bravo. Geri çevirdiği tüm röportaj tekliflerine toplu yanıt bir nevi Mahzun'dan. Ama kontrolü tamamen kendi elinde ve de ticari bir bedel karşılığında elbet...
İyi hoş, heyecan verici hatta. Ancak... Kitapların kapaklarını görünce gülmemek mümkün olamıyor maalesef. Üç kitabın üçünde de, filmin içinden fırlamış bir Mahzun solo! Yapma etme şunu güzel kardeşim. Filmlerinde de aynı meyilden kurtulamıyor zaten. Nerede damar sahne, hiç lafı yoksa bile kadraja sızıp duvarın dibine çömer ille Mahzun. Bir bırakmaz seyirci o duyguya kendi başına ferah ferah kapılsın. Hemen o üzgün bakışlarıyla altını çizesi gelir sahnenin. İyi fikirleri, iyi işleri batıran yegane şey halbuki bu kendini fazla önemseme tutumu. İş güzel. Fikir güzel. Ama ah şu küçük prenslik takıntısı yok mu... Bir çuval incir berbat oluyor. Pusuda bekleyen alaycı şimşekleri de gönüllü gönüllü üzerine çekiyor. Birinin bunu Mahzun'a söylemesi lazım artık.
Kütüphane dedektifleri
İstanbul Modern, Kütüphane Haftası'nı harika bir etkinlikle kutluyor. 9-12 yaş çocuklarına yönelik bu etkinlik, 'Kütüphane Dedektifleri' adlı bir eğitim programı: Katalog Tarama Oyunu, Hayal Arşivi gibi bölümlerden oluşan program, bilgisayar çağı çocukları için ender bulunacak bir fırsat niteliğinde! Kütüphanede araştırma yapmak için kullanılan araçları ve yöntemleri eğlenceli biçimde öğretmeyi amaçlayan Katalog Tarama Oyunu başlı başına bir macera. Hayal Arşivi ise gazete kupürü, davetiye, broşür, el ilanı ve çeşitli başka nesnelerden oluşan malzemelerle, bir arşiv çalışmasının temel ilkelerini uygulamalı ve eğlenceli bir şekilde öğrenmelerini amaçlıyor çocukların. Daha ne olsun... 27 Mart - 1 Nisan tarihleri arasında, rezervasyon yaptırarak bu programa dahil olabilir ve unutulmaz bir Kütüphane Haftası yaşatabilirsiniz çocuklarınıza. Tatlı hafta sonları.
Home Tweet Home:
Dünyanın sorunu; akıllılar hep kuşku içindeyken, aptalların küstahça hep kendilerinden emin olmalarıdır - Bertrand Russel-Dunning/Kruger Sendromu (@aysenuryazici)