Sütü sallarsan tereyağı çıkar. CHP süt değil. O yüzden fazla sallamamak lazım. CHP sözcüsü Bülent Tezcan şöyle bir sallanıp konuşmuş. Türkiye ekonomisinin %7.4 büyümesinden kaynaklanan hazım problemini “Bu büyüme Çiftlik Bank tarzı bir büyümedir” diyerek açık etmiş. Görür görmez çocukluğumuzun eğlencesi “Ali babanın çiftliği” şarkısını hatırladım. Çünkü, CHP’nin bir çiftliği var. Çiftliğinde bankası bile var.
***
İş Bankası’nın %28 hissesi CHP’nin. Diğer partilerin banka sahibi ve dolayısıyla bankanın iştiraki olan şirketlerle ortaklık kurması yasak. Bir tek CHP’ye serbest. Sebep, Atatürk’ün yazdığı vasiyet. Bu vasiyetin gereği olarak CHP, İş Bankası’ndaki hisselerden elde edilen gelirleri Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu’na hibe etmek zorunda. Ama mesele sadece “hisse gelirleri” değil.
**
Daha düne kadar CHP İş Bankası’ndaki hisseleri sebebiyle Türkiye’nin en büyük zeytin işletme tesislerinden birine ve 10 milyondan fazla abonesi olan bir GSM firmasına ortaktı. İş Bankası’nın internet sayfasında kayıtlı olan herkese açık bilgiler doğru ise CHP hali hazırda büyük bir hastaneler grubuna, cam işletmelerine ve çok sayıda finans kuruluşuna ortak durumda. CHP’de Genel Başkan her kimse, canı kimi isterse, parmağıyla 4 kişiyi seçip “babasının çiftliğindeki rahatlıkla” İş Bankası’nın yönetimine yerleştirebiliyor. Objektif kriter, seçim, ehliyet, liyakat devre dışı. Kılıçdaroğlu “İş Bankası yönetiminde CHP’den hangi isimler bulunsun” diye parti içinde bir demokratik seçim yöntemine bile gerek duymuyor “tek adam” olarak karar veriyor. Milyar dolarların döndüğü ticari faaliyetlerde söz sahibi ve Türkiye’nin en büyük bankalarından birinin ticari sırlarına vakıf olmak için CHP Genel Başkanı’nın “tek bir işareti” yeterli. Kılıçdaroğlu lafa gelince “çok partili parlamenter sistemi” savunuyor. Ama “CHP’nin tek parti olduğu dönemden kalma tekçi bir uygulama” olan banka ortaklığına itiraz etmiyor. “Böyle bir garabetin çok partili parlamenter sistemde yeri yok” diyemiyor. Elbette Kemal Bey de biliyor ki; Atatürk’ün “partiler arasından bir partiye ayrıcalık tanımak için” böyle bir vasiyet yazmış olması imkansız. Çünkü o dönem CHP’den başka parti yok. Ama bugün çok partili sistemdeyiz. Hayatın olağan akışına, evrensel hukuk normlarına, mevcut siyasi partiler kanununa, akla, bilime ve Atatürk’ün “geçmişte alınmış kararları dogma haline getirmeyip günün gerçeklerine ve ihtiyaçlarına uygun hareket etme” prensibine aykırı bir durumla karşı karşıyayız.
***
Şimdi ortada 3 kelime var. Çiftlik, banka ve CHP... CHP’yi rahatsız etmiyor olabilir ama bu görüntü “Atatürk’ün hatırasına” zarar vermiyor mu? İş Bankası herhalde ticari faaliyetleri gereği yerli ve yabancı yatırımcılarla masaya oturuyor. Muhatapları “Sizin ortak olduğunuz CHP’nin milletvekili Haluk Pekşen Türkiye’de can ve mal güvenliğinin olmadığını söylüyor, bu durumda sizinle nasıl çalışalım” derlerse İş Bankası yöneticileri ne cevap verecek? “Amaaaan CHP sözcüsü işte, fazla sallamamak lazım, süt değil ki tereyağı çıksın” mı diyecekler?