Sağlık-sosyal güvenlik sistemimizin kalitesi, sağlık profesyonellerimizin eğitimi ve başarısı ne kadar önemliyse sağlıklı bir yaşam da bir o kadar önem arz etmektedir.
İçinden geçmekte olduğumuz pandemi süreci ile bahsi geçen tabloyu daha da "sağlıklı" bir şekilde idrak etme fırsatı bulduğumuz gayet nettir. Yaşam çizgisinin kalitesi spor yapmak, beslenme dengesini korumak ve sağlıksız tüm alışkanlıklara karşı mesafemizi ayarlamakla artacaktır. Tüm bu dikkate değer unsurlardan biri dahi eksik olursa sağlıklı bir hayattan bahsetmemiz mümkün olmayacaktır sevgili okurlarım. Üst perdeden verilen anlamlı mesajlar ile böyle ve benzeri konulara olan teveccühümüz ve kamusal algı daha da belirginleşmektedir. Bu bağlamda, Avrupa Futbol Şampiyonası'nda şahit olduğumuz bir sahne ile farkındalığımız bir kat daha artmıştır. Hatırlayacağınız gibi "Portekizli dünyaca ünlü futbol yıldızı Cristiano Ronaldo, Portekiz- Macaristan karşılaşması öncesinde düzenlenen bir basın toplantısında masaya konulan malum gazlı içecek şişelerini, kameraların göremeyeceği şekilde bir kenara koyduktan sonra, bir su şişesi kaldırarak, "Su" diye seslenmişti". Ne kadar haklı ve ne kadar da yerinde bir davranışla konuya dikkat çekmişti ünlü futbolcu. Bildiğimiz ve dillendirdiğimiz, ömrümüzü izahına adadığımız tüm sağlıksız içeceklerin böylesine bir seviyede eylemle kamuoyunun algısına yerleştirilmesi bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Allah Ronaldo gibi bilinçli kişilerin sayılarını artırsın! Bu asil hareketin ilgili şirkete dört milyar dolar kaybettirmesi, verilecek doğru ve etkin mücadelelerin boşa gitmediğinin bir ispatıdır.
Cristiano Ronaldo'nun "sağlıklı" protestosunun dünyada meydana getirdiği algıya rağmen hali hazırda devam etmekte olan Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda benzer içecekleri hala basın toplantılarında, müsabakalarda görmeye devam etmekteyiz ne yazık ki!
Avrupa Birliği'nin; içeriğindeki kafein, yüksek oranda şeker ve yüksek fruktozlu mısır şurubu nedeniyle en sağlıksız ürün kategorisi olarak değerlendirilen kırmızı kategoriye dahil ettiği gazlı içecekler elbette bir marka ya da bir içecek türü olarak görülmemelidir. Bütüncül olarak ele alınması gereken ve insan sağlığı ile örtüşmeyen topyekün bir sağlık tehdidi olan içecek ve yiyeceklerdir konumuz. Dikkatimizi dağıtan ve içeriğini görmemizi engelleyen reklamlar ve büyük organizasyonlara sponsorluk yaparak dünya kamuoyunu adeta etkisizleştiren marka hamlelerine karşı büyük ve etkin önlemler alınmalı diye düşünmekteyim. Diyabet, kalp-damar ve birçok kronik hastalığın tetikleyicisi olan içeriklere sahip bu tür tüketim unsurlarının "ferahlık ve serinlik" gibi makyajlarla sunulması bir sağlık profesyoneli olarak bir kat daha canımı acıtmaktadır. Türlü kimyasal bileşenlerle gösterişli ambalajlara konularak dünyanın dört bir yanına ulaşan bu ve benzeri tüketim malzemelerinin hak ettikleri muamele ve yaptırımla tanışması; doğru ifade edilmek suretiyle gereken yerde konumlandırılarak insan sağlığına ve çevreye olan zararlarının izale edilmesi en büyük arzumdur.
Bir katil, hırsız ya da dolandırıcı olduğu tespit edilen insana karşı dahi türlü hukuki ve sosyal yaptırımlar söz konusu oluyorken sağlık, ekonomi ve doğa karşıtı içeceklere karşı aynı yaptırımların olmaması hayli düşündürücüdür sevgili okurlarım.
Hasılı kelam her iyilik övülmeli, her kötülük de izale ve rehabilite edilmelidir. Güzellikler galip gelmedikçe güçlü ve muzaffer olan sağlıksız, faydasız ve zararlı unsurlar olacaktır. Sporun doğasına uygun ürünlerin sponsorluk alması ve sağlık tehdidi olan başta sigara olmak üzere tüm zararlı içecek ve yiyeceklerin insandan uzak tutulması en büyük arzumdur. Ronaldo'nun duruşunun hayırlı bir dönüşüme vesile olmasını diliyorum.
Sağlıkla kalınız...