1990'ların 'tarih bitti; liberal ekonomi, insanlığın ulaşabileceği en medeni modeldir ve dünya bu model etrafında şekillenecektir tezinin' asli sahiplerinin, bugünlerde Wall Street'teki ofislerindeki huzurları fena halde kaçmış gözüküyor..
Son 25 yılda kapitalist tarihin en geniş küresel yoksulluğunu ve gelir adaletsizliğini yaratmış finans kapitalin kalesi Wall Street'in karşısındaki Zucotti Parkı'nda beş bin kişi, beşinci haftaya giren protestolarına 'Wall-Street'i işgal et' adını verdiler...
Wall-Street, Batı kapitalist sisteminin ve Amerikan müesses nizamının kurucusu olması bir yana küresel ekonomik sistemin iplerini ellerinde tutan hegemonik-finans kapitalin de adresi.
Küresel gıda, silah, ilaç, enerji tekellerinin yuvası Wall Street, bir milyar insanın aç ve bir milyar insanın yoksullukla boğuştuğu dünyamızda 'insan ve toplum düşmanı' finans kapitalin kalbinin attığı yer...
Ve tüketimin 'özgürlük' diye pazarlandığı, demokrasinin sadece 'piyasaları' işaret ettiği, hukuk ve adaletin 'sermaye karlılığına' ve devlet aygıtının 'otoriterliğe' endekslendiği günümüzde binlerce Amerikalının öfkesi Wall-Street'e yönelmiş durumda...
Tabii ki ilginç olan ABD merkezli dünyayı tek pazarlı kapitalist sisteme dönüştüren küreselleşme projesi ve ona eşlik eden neo-liberalizmin yapımcısı 'Wall-Street'in' şimdi kapitalist Amerikan toplumu tarafından kıyasıya eleştirilmesi...
En yaman halkla ilişkiler çalışması ve Wall Street finansörlüğünde seçilmiş kongrenin önüne protestocular 'Satılık' ilanı yapıştırıp, New York 5. Cadde'deki 'zengin elitlerin' lüks evlerinin önünde gösteriler yapıyorlar...
ABD'nin çeşitli şehirlerinde büyüyen kitlesel sivil hareket 'banka-medya-hükümetten' oluşan ekonomik-siyasi sisteme 'utanın' diye bağırıyorlar.
Bu protestolar, yatırımlarını köle işgücü olan coğrafyalara taşıyan küresel sermayenin geride 'istihdamsız' bırakarak yoksullaştırdığı, orta sınıftan azlettiği büyük nüfusları temsil ediyor.
Üretimden kopartılarak tüketime dahil edilen Amerikan toplumunda gelir dağılımı bozulunca bu defa finanslaşan sermayenin eksik tüketime' karşı bol kepçe krediler dağıtılarak iflasa sürüklediği az gelirli vatandaşlar, bir anda işsizliğe terk edilen on milyonlarca Amerikalı'nın hayal kırıklığını yansıtıyor...
Çünkü dünyadaki 'gerçek değeri' 8-10 katına şişiren spekülatif finansın merkezi Wall Street'in köpürttüğü kredi balonları ve kurduğu 'saadet zincirleri' dünyayı büyük bir kumarhaneye dönüştürmüştü.
Bu finans tiranlığının hegemonik gücü, spekülatif balonlar patlayınca da hiç azalmadı.
Aksine batan bankaların borçlarını yüklenen Amerikan halkının hızla kaybettiği refahına Wall Strett'in arsızca hızla artan karları hala eşlik ediyordu...
Sonuç olarak ABD'nin kapitalist toplumsal örgütlülüğü lime lime çözülüyor, 1990'ların Nobel Ödüllü iktisatçıları bu çözülmeyi nasıl açıklayacak ya da sosyal neo-liberalizmin hesaplarıyla mı meşguller...