Rus Interfax haber ajansı, devlet savunma sanayi ihracat şirketi Rosoboronexport Başkanı Alexander Mikheyev'in, "Türkiye ile yeni bir S-400 anlaşması daha imzalamaya yakın olduklarını" söylediğini duyurdu.
Rus Sputnik haber kanalına göre, Mikheyev, "Türkiye'ye yapılması planlanan ikinci parti S-400 sevkiyatına ilişkin bir soru" üzerine, "Görüşmelerin son aşamasında olduğumuzu söyleyebilirim. Yakında partnerlerimiz ile bunu resmileştirip anlaşmayı imzalayacağız" dedi.
Haber, şaşırtıcı olmayan şekilde ABD ve Avrupa medyasında geniş yer buldu.
Zira Türkiye, ilk S-400 anlaşması nedeniyle ABD tarafından yaptırıma tabi tutuluyor.
Batı kamuoyundaki yorumlar, "Türkiye ABD'nin inadına Rusya ile yeni anlaşma mı hazırlıyor" sorusu etrafında yoğunlaştı.
Türkiye, işgalci güçlerin Afganistan'dan çekilme sürecinde bu ülkede yeni bir rol almaya çalışırken ve olası göçe karşı Batı ile birlikte tedbir alma diplomasisi yürütürken, aynı anda "ABD'nin inadına" bir adım atarak gündemden düşmüş bir konuyu yeniden mi canlandırıyordu?
Batı medyası bu soru etrafında heyecan duysa da, benim açımdan 'bıyık altından gülümseten' bir haber bu.
Nedenini söyleyeceğim.
Önce aldığım yeni bilgiyi vereyim.
Ankara'da savunma sanayindeki gelişmelere vakıf pozisyonlarda bulunan kaynaklarımı aradım.
"Yeni bir durum yok" dediler.
"Bizim Rusya ile S-400 sözleşmemizde ikinci parti için sadece 'opsiyon' var, bu biliniyor. Ama bu opsiyonu kullanıp kullanmama kararı Türkiye'ye ait ve teknoloji transferi, yerli üretim gibi şartlara bağlı. Şu anda bu yönde verilmiş yeni bir karar veya Rus tarafıyla yürütülen yeni bir görüşme yok."
Arka plan bilgisi olarak eklemek gerekirse;
Türkiye şimdiye dek Rusya'dan dört S-400 bataryası satın aldı, sisteminin roketler dahil tüm parçaları Türkiye'ye teslim edildi. Sisteminin testleri geçen yıl Karadeniz'de, Sinop açıklarında yapıldı.
Sözleşmede, Türkiye'nin 'ikinci parti' için 'opsiyon'u, yani 'öncelik hakkı' bulunuyor.
Türkiye bu opsiyonu, Rus tarafının teknoloji paylaşımı, bazı parça ve yazılımların yerlileştirilmesi ve Türkiye'de üretilmesi şartlarını kabul etmesi halinde kullanabileceğini belirtiyor.
Rusya bu şartları kabul etse dahi, bu ikinci parti için garanti anlamına gelmiyor.
Ayrıca bu şartlar da kısa sürede sağlanabilir şartlar değil.
Zira sistem Rusya'nın uzun yıllardır geliştirdiği bir sistem ve teknolojisini tamamen paylaşması beklenmiyor, paylaştığı üzerinden de yeni sistem geliştirilmesi ve sıfırdan üretilmesi zaman isteyen bir iş.
Peki Rusya'dan böyle bir açıklama neden gelmişti?
Kaynaklarımdan biri "Ruslar!.." demekle yetindi...
Benim de bıyık altından gülümseme nedenim bu.
Savunma alanıyla özellikle ilgilenirim.
Yeni bir durum olmadığı bilgisine sahiptim.
Yakın zamanda da bir gelişme beklenmiyordu.
Geçen yıl 23 Ağustos'ta, Rus Interfax ajansı, bu kez Rus devlet savunma sanayi şirketi Rostec'in Başkanı Sergei Chemezov'a dayandırdığı haberde, "gelecek yıl Türkiye ile Rusya arasında yeni bir S-400 anlaşması imzalanabileceğini" öne sürmüştü.
Geçtiğimiz 20 Temmuzda da Rosoboronexport Başkanı Mikheyev, benzer bir açıklama yapmış, yine Sputnik'in haberine göre, "Düşünüyorum ki gelecek aylarda bu projeyi tamamlayacağız" demişti.
O günlerde de "Türkiye'den ABD'yı kızdıracak adım" gibi başlıklarla haberleştirilmişti.
Anlayacağınız;
Rusya'dan gelen S400 haberleri, bir gelişme olduğundan değil, Rusya'nın ABD'yi rahatsız etme, Türkiye-ABD ilişkilerini germe çabasından ibaret.
Bu açıklamalar geldiğinde, 'dışarıda başka neler oluyor' diye bakmak gerekiyor.
Örneğin, dün Ukrayna'ın başkenti Kiev'de, Rus işgali altındaki Kırım'a ilişkin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da katıldığı bir uluslararası toplantı vardı.
Hadise budur.
F-35 DOSYASINDA SON DURUM
ABD'nin Türkiye'yi ortak olduğu F-35 üretim programından çıkarması ve satın aldığı 6 uçağı teslim etmemesinden sonra, Türkiye'nin yaptığı ödemelerle ilgili henüz bir iade teklifinde bulunmadı.
Türkiye, F-35 programı için ödediği paranın ve hak kayıplarının iadesi için ABD'de Arnold&Porter adlı bir hukuk firmasıyla anlaşmış, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, "Amacımız projeye geri dönmek değil, hak kaybımızın telafi edilmesi" demişti.
Üretici şirket Lockheed Martin'in Türk şirketlerinden parça tedarik etmeyi 2022'de sonlandırması planlanıyor, tedarik azalsa da halen devam ediyor. F-35'lerin ana gövdesi, kokpit görüntüleme sistemleri, iniş takımları ve diğer bileşenlerinden oluşan toplam 35 parçası 10 Türk şirketi tarafından üretiliyordu. Türk şirketleri üretimden 12 milyar dolarlık pay alıyordu. Türk şirketlerinin sistemden çıkarılmasının maliyeti 1 milyar dolar olarak açıklanmış, ayırca üretimin yavaşlayacağı duyurulmuştu.
AKŞAM YAZI AİLESİ GENİŞLİYOR
Türk basınının en eski gazetesi AKŞAM'ın 103 yıllık birikimine, sosyolog Dr. Oğuzhan Bilgin ve siyaset bilimci Dr. Taceddin Kutay da katıldı. Bilgin ve Kutay'ın dün yayınlanan ilk yazıları, bu birikime katkılarının da göstergesi.
Okurlarımızın, siyaset, dış politika ve ekonomi alanlarında başka güçlü yorumcuları da sayfalarımızda görmeyi beklediklerin farkındayız.
Bilgiye dayalı, sadece objektif değil 'etraflıca' araştırılmış, düşünülmüş ufuk açan değerlendirmelere her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
20 Eylül'de, AKŞAM'ın kuruluşunun 104. yıldönümünü kutlayacağız.
Türkiye'nin kurtuluşuna ve kuruluşuna tanıklık etmiş bir gazete olarak, ülkemizin dünyada hak ettiği noktaya yükselmesi sürecine de tanıklık ederken, katkı verme sorumluluğumuzu da yerine getirme çabasındayız.
Bizi okumaya devam edin.