ABD Dış İlişkiler Konseyi'nin şeref konuğu olan Başbakan Davutoğlu, IŞİD'den İçgüvenlik Paketi'ne Merkez Bankası'ndan Charlie Hebdo yürüyüşüne kadar merak edilen tüm soruları yanıtladı.
ABD'nin New York kentindeki temasları kapsamında Ritz Otel'de yatırımcı işadamlarını kabul etmesinin ardından, Dış İlişkiler Konseyi Yıllık Kurumsal Konferansı'na şeref konuğu olarak katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin DAİŞ'e karşı politikaları, sorulması üzerine, DAİŞ ortadan kaldırılsa bile Suriye'deki krizin sona ermeyeceğini kaydetti. Davutoğlu, "Türkiye'nin DAİŞ'e destek verdiği yönünde bazı provokasyonlar bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, örgütün El Kaide ile bağlantılarının olduğunu dile getirdi.
NEDEN TÜRKİYE?
DAİŞ'in, Musul'a girene kadar ne Irak'ın ne de Suriye'nin gündeminde bulunduğunu aktaran Davutoğlu, "İki milyon mülteci var ülkemizde. Kobani'ye baktığımız zaman 200 bin kadar mülteci Türkiye'ye birkaç gün içinde giriş yaptı. Uluslararası kamuoyunda şöyle bir algı var, 'Türkiye birliklerini yollamadığı için DAİŞ devam ediyor'. Türkiye neden bunu yapsın? Neden diğer müttefikler de dahil olmuyor? Neden sadece Türkiye bu sorumluluğu almalı? Osmanlı zamanından kalma türbenin yer değiştirilmesi operasyonunu gerçekleştirdik. Bu, çok başarılı bir operasyon oldu. Bu Türk toprağına karşı bir tehditti ve biz bu tehdidi başarılı bir şekilde hallettik" diye konuştu.
Eleştiriye varız, hakarete yokuz!
Konsey Başkanı Richard Haass moderatörlüğündeki soruları yanıtlayan Davutoğlu, Charlie Hebdo ile ilgili “İfade özgürlüğü hakaret özgürlüğü anlamına gelmez. Medeni ve demokratik bir toplumda eleştiri olmalı ancak hakaret olmamalı” dedi.
Merkez kendi kararını alıyor
Başbakan Davutoğlu, "Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ve politikaları sorgulanıyor" sorusu üzerine şunları söyledi: Kamuoyunda bazı endişe ve eleştiriler söz konusu. Tabii faiz ve büyüme oranlarını doğru tutabilmek kolay değil. Krizlere nasıl müdahale edilmesi gerektiği konusunda demokratik ülkelerde tartışmalar olacaktır. MB'nin nasıl işlev gördüğü önemli. Kendi kararlarını kendisi alıyor.
Dinimiz onların İslam'ı değil!
Türkiye'NİN son 30 yıl içinde terörizmden çok zarar gördüğünü belirten Davutoğlu, “İslam'ın radikalleşmesine karşıyız. Çünkü bizim İslamımız onların İslam'ı değil. Türkiye İslam'ı içinde uyum, hoşgörü, çok kültürlülük var. Onların varlığı bizim İslami varlığımıza bir tehdit. Suriye ve Irak konusunda bir operasyon gerçekleştirildiğinde DAİŞ'e karşı bir sonraki adımın ne olduğunu bilmemiz lazım. Ancak bu şekilde uygun bir planlama yapılabilir" dedi.
Paketteki değişiklikler standart
Davutoğlu, "Güvenlik paketi neden gerekli? Neden ülke içinde protesto etme hakkı, bir araya gelme hakkıyla ilgili kaygılar var" sorusu üzerine de şunları söyledi: Geçen yıl 6-7 Ekim'de hükümet kurulduktan sonra, bazı şiddet dolu saldırılar gerçekleşti. Özellikle de bu saldırılar güneydoğu şehirlerinde oldu. Protestoları esnasında şiddet dolu araçlar kullandılar. Bu konuda bizim tabii ki tedbir almamız gerekiyor. Pakete baktığınızda, AB güvenlik ile ilgili tedbirlerin dışına çıkmadığını göreceksiniz. Türkiye'de şu anki durumda polisin protestocuları korumak için olsa bile hiç kimseyi gözaltına alma hakkı yok. Avrupa standartlarına baktığımızda bizim güvenlik paketimizde hiç tezat içeren bir şey yok.