Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı Sarkozy'yi az farklı yenen Sosyalist Parti lideri Hollande. Adı sosyalist olmasına karşın Hollande aslında klasik anlamda Avrupalı bir sosyal demokrat.. Tıpkı İngiliz İşçi Partisi gibi. Nasıl ki Tony Blair işçi sınıfı ile hiçbir ilgisi yoksa Hollande'in de klasik anlamda sosyalizmle bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Umarım Hollande iç ve dış politikalarıyla Blair'e benzemez. Hatırlanırsa Blair, sosyal demokrat bir lider olarak Irak'ın işgali konusunda ABD Başkanı Cumhuriyetçi ve Neo-Con'cu Bush'un 'köpeği' olmuştu. Bakalım Hollande, Libya'ya ilk saldıran ve Suriye'ye provokasyon konusunda herkesle yarışan Sarkozy'den ne kadar farklılık gösterecek?
***
Çünkü Avrupalı 'Sosyalistlerin' son dönem politikaları hep çelişkiler sergilemektedir. Örneğin iktidara geldiğinde ilk iş olarak İspanyol askerlerini Irak'tan çeken ve Başbakan Erdoğan ile birlikte Medeniyetler İttifakı Projesi'nin eşbaşkanı olan Sosyalist Başbakan Zapatero Libaya'nın işgal sürecinde tüm üslerini Amerika ve Fransız uçaklarına açmış sonra da seçimi kaybetmişti. İtalya'da ise medyayı kontrol eden Berlusconi tüm çapkınlıklarına rağmen sosyalistlere şans tanımamakta ama ülkeyi batırma konusunda komşu ülke Yunanistan ile yarışmaktaydı. Yunanistan ise nevi-şahsına münhasır bir vakıa...
***
Önceki gün yapılan seçimlerde klasik anlamda sosyalist olan Papandreu büyük yenilgi alırken farklı sol grupların ittifakı seçimlerden ikinci parti olarak çıktı. Seçime kendi başına giren Komünist Parti ise PASOK'tan sonra dördüncü oldu. Bu sonuçlarla Yunanistan seçimleri Türkiye'yi yakından ilgilendirmeli. Çünkü Yunan seçmeni iktidarda ve muhalefette hep başarsız olan klasik anlamdaki sosyal demokrat PASOK'tan uzaklaşmaya başlamış ve insanlar daha net ve somut söylemleriyle ortaya çıkan sol ittifaka yönelmiştir. Belki de bu CHP ve sol olduğunu söyleyen herkes için bir ders olacaktır. Bu dersi peşinen alan Fransızlar ilk turda % 28 oy alan Hollande'a destek vererek başkan olmasını sağladılar. Fransızların bu kararlarından dolayı pişman olup olmayacaklarını hep birlikte göreceğiz. 5 yıl sonra yapılacak seçimlerde Hollande yeniden kazanırsa Fransa ve Fransız solcular için yeni bir dönem başlamış olacak.
***
Fransa gibi önemli bir AB ülkesinin iç ve dış politikasındaki olumlu adımlar atması doğal olarak bizim coğrafyayı yakından ilgilendirmekte. Örneğin Ermeni soykırımı, Suriye, İran'ın nükleer programı ve Libya konularında provokatif politikalarından vazgeçecek bir Hollande bölgesel ve uluslararası politikalarda yeni bir dönem başlatabilir. Belki de Putin ile birlikte. Cumhurbaşkanı olarak dün yeniden Kremlin'e yerleşen bir Putin'in Hollande ile birlikte Obama'yı da etkileyecekleri hatta önümüzdeki dönem söylem ve davranışlarıyla Obama'nın yeniden seçilmesini sağlayacakları kesindir. Bu durumda Obama'ya düşen görev yeni türden politikalar üretip klasik anlamda emperyalist hesap kitaptan vazgeçmesidir. Hesap kitabın başında da bizim coğrafyamıza yönelik oyunlara son vermektir. Yani Obama çağdışı Suudi Arabistan, Katar ve benzeri yönetimlerle bölgemizi şekillendirmekten vazgeçmelidir. Obama savaş kışkırtcılığı yerine sakin diplomasiyle sorunları çözmeye ve Filistin devletinin kurulmasına yönelik ciddi adımlar atarsa bu coğrafyada birçok şey değişir ve doğal olarak uluslararası ilişkilerde belirgin bir rahatlama meydana gelir.
***
İşte bu nedenle 'yeni sosyalist' Hollande'in kazanmasını ben önemsiyorum. Tıpkı 'eski komünist' Putin'in yeni dönemini önemsediğim gibi. Çünkü bu ikili birlikte ortak anlayışlarla davranıp uluslararası ilişkileri şekilendirmeye kalkışırsa coğrafyamızda birçok şey değişebilir. Olası bu değişim elbette Türkiye'nin dış ve iç politikalarını etkileyecektir. Tabii CHP ve sol olduğunu söyleyen diğer parti ve örgütler olup bitenleri kavrayıp dersler çıkarabilirse.