1
Tarihi bir hatırlatma;
1923’ten 1946’ya kadar CHP tek parti iktidarı döneminde yapılan bütün seçimlerde, (bir iki istisna hariç) seçime bir tek Halk Partisi katılmış, Halk Partisi tarafından o ilden kaç vekil çıkıyorsa o kadar aday gösterilmiş; (ne bir eksik ne bir fazla)
Böyle olunca da CHP her seçimden yüzde yüz başarı ile çıkmış.
Ve her seçim sonrası 38’e kadar Mustafa Kemal Atatürk tarafından sonrasında da İsmet İnönü; Halk Partisi’ne verdikleri destek için halka teşekkür eden mesajlar yayınlamıştır.
Yani ‘halkçı’ bir politika izleniyor ama halkın ne istediğine, ne isteyeceğine parti karar veriyor.
2
Bugün ise,
Ağustos ayının sonlarında İBB Meclisi’nde, Eylül ayı çalışma takvimine ilişkin Ak Parti’nin bir önergesi söz konusudur.
Önerge; teamüllere de uygun olarak Eylül ayı içinde Meclis’in haftada (ayda) beş gün çalışmasını istemektedir.
Başkan; önergenin muhteviyatına katılmadığı için, oylandığında önergenin kabul edileceğini bilmesi nedeniyle önergeyi oylamaya koymadan, kendiliğinden Meclis’in çalışma gününü haftada (ayda; çünkü bir ayda sadece bir hafta çalışıyor Meclis) iki gün olarak ilan edip, oturumu kapatıyor.
3
Yani; dünkü CHP’liler ne kadar halkçı ise bugünkü CHP’liler de ancak o kadar halkçı.
Despot, üstenci, jakoben, arsız, pervasız…
Ancak; dünkü CHP’lilerin büyük bir çoğunluğu Osmanlı aydını idi.
Bugünküler ise cahil, hatta lümpen.
Ne yazık ki İstanbul’un kaderinde bunları yaşamakta varmış.