1
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, HDP’nin DİNİ, HDP’li ERKEKLER, BATI-DOĞU vs.
2
HDP’lilerden sık sık duyduk geçmişte. “Biz Kürtlerin kadim dini zerdüştlüktü. Güzelim dinimizi Halife Ömer başımıza vura vura terk ettirdi bize ve kaçınılmaz olarak Müslüman olduk…” söylemini.
Buradan bakarsak;
HDP’de eş başkanlık sisteminin zerdüştlükten geldiğini söyleyebiliriz. Çünkü zerdüştlük düaliteye dayanan bir sistemdir.
Bir iyilik tanrısı vardır (Ahuramazda/Hürmüz)
Bir kötülük tanrısı vardır (Ehrimen)
Şöyle dikkatle bakıldığında görülecektir ki; HDP’de Ehrimen’in fraksiyonunu kadın eş başkan yüklenmiştir.
Zerdüştlükle aynı çatı altında mülahaza edebileceğiniz Ezidilikte kadın ve erkeğin rolleri daha net katı bir biçimde belirginleşmiş.
Ezidilere göre Tanrı Yezdan yardımcısı Meleki Tavus eliyle bir kadın ve bir erkek yaratarak insanlığı başlatmıştır.
Bu kadın ve erkek evlenir ve 40 tane çocukları olur.
Zamanla kadın ve erkeğin arasında, Tanrı’nın işe karışmasını gerektirecek kadar ciddi bir problem çıkar.
Ve Tanrı emreder; “Birer küp alın ve içine üfürün” der. “Bakalı kimin küpünden güzellik/iyilik, kimin küpünden çirkinlik/kötülük çıkacak.”
Emir yerine getirilir ve sonra küpler açılır.
Kadının küpünden yılanlar, çıyanlar;
Erkeğin küpünden ise güzel bir oğlan çocuğu çıkar.
Kadın, önceki 40 çocuğu ile bir olup, bu güzel oğlan çocuğunu öldürmeye karar verir.
Ancak Tanrı, gece, 40 kardeş ve Kadın’ın dillerini karıştırır. Sabahleyin kalktıklarında birbirlerini anlayamazlar dolayısıyla anlaşamazlar, bu nedenle suikast başarısız kalır.
Son günlerde HDP’li bir vekilin (erkek) eşini dövmesi, başka bir erkek vekilin bir kadına tecavüz etmesinin ortaya çıkması üzerine yukarıdaki bilgileri hatırlatmak istedim.
(Not: Bu konuların uzmanı olmadığım için yanlış ve eksik şeyler söylemişsem peşinen özür diler, düzeltmeye hazır olduğumu beyan ederim.)
3
Gündemin en hararetli tartışma konularından İstanbul Sözleşmesi hakkında metin analizine girecek değilim.
Sadece yazının akışı içinde
İstanbul Sözleşmesi ev/aile içinde eş başkanlık sistemi önermektedir.
Ancak bir farkla;
Yukarıdaki hikayelerde kadın şerli iken, İstanbul Sözleşmesi’ne göre erkek şerlidir.
Gel de Nasrettin Hoca’nın hikayesini hatırlama.
Hocaya, yokuşu mu, inişi mi seversin diye sormuşlar, Hoca’da bu yolun düzü yok mu diye sormuş.
Kıssadan hisse…