WASHINGTON
Obama kimyasal silahların kullanımının Amerika'nın 'kırmızı çizgisi' olduğunu ve aşıldığında ağır sonuçları olacağını defalarca Esad'a söyledi. Ve işte o söz Obama'yı, İngiltere, Fransa ve İsrail Esad'ın muhaliflere karşı sarin gazı kullandığına dair raporlar olduğunu söylediğinden beri bugüne kadar izlediği pasif siyaseti değiştirmesi için zorluyor.
Fakat Obama için karar vermek kolay değil çünkü müdahale etmenin de etmemenin de sonuçları ağır ve bu sonuçları doğru değerlendirmek için mümkün olduğu kadar zaman kazanmak istiyor. Bu yüzden Kongre'ye geçen hafta yazdığı mektupta Esad'ın kimyasal silah kullandığına dair 'istihbaratın' olduğunu fakat Amerika'nın 'harekete geçmek için Birleşmiş Milletler raporuna ihtiyacı olduğunu' söyledi ve ekledi: 'Suriye'de kimyasal silahların sistematik bir şekilde kullanılmasına izin vermeyiz.' Bu cümle dikkatle okunmalı çünkü Amerikan yönetiminin içinde bulunduğu en kritik Suriye anında, hareket alanını genişletmek için yaptığı manevraların işaretlerini veriyor. Obama, raporun Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanması gerektiği zorunluluğunu masaya getirerek zaman kazanmaya çalışıyor. 'Sistematik kullanılması' ibaresiyle de Amerikan askeri müdahalesi için yeni bir şart koşmuş oluyor. Böylece eğer Birleşmiş Milletler'in uzman grubu, rejimin sarin gazı kullandığını tespit etse dahi Obama yönetimi bunun bir kereye mahsus olduğunu, 'sistematik' olmadığını söyleyerek müdahale etmeyebilir.
SONUCU AĞIR OLABİLİR
Kimyasal silahların devrede olduğu bir durumda müdahale etmemenin yasal ya da teknik kılıfı ne olursa olsun Amerikan yönetimi için önemli siyasi ve stratejik sonuçları olacağı kesin. Amerika sessiz kalırsa Esad bundan cesaret alıp daha büyük ölçekte kimyasal silah kullanabilir, bunun yaratacağı insanlık dramını, mülteci akınını ve komşu ülkeler üzerinde yaratacağı baskıyı anlatmaya gerek yok. Amerika'nın, kendi koyduğu kırmızı çizgiler aşıldığında dahi askeri müdahaleden çekinmesi İran'ı cesaretlendirecek ve nükleer programıyla ilgili müzakerelerde çok daha tavizsiz olmasına sebep olacaktır. Ayrıca Amerika'nın 'İran'ın nükleer silah edinmesine izin verme-yiz' sözüne güvenip İran'a karşı askeri müdahalede frene basan İsrail güvenlik bürokrasisinin elini zayıflatacaktır.
Bunlar kimyasal silahlara müdahale etmemenin yaratabileceği sonuçlar. Müdahalenin de aynı ciddiyette sonuçları var. Esad dünyanın en büyük kimyasal silah stoklarından birine sahip ve bu silahlar ülkenin çeşitli yerlerine saklanmış durumda. Pentagon'a göre bu silahları denetim altına alabilmek için 75 bin askerin sahada olması gerekiyor, bu da sıcak çatışma ihtimali, milyonlarca dolar ve Irak tarzı uzun bir angajman anlamına geliyor. Amerikan askerini Suriye'ye göndermeden nokta atışıyla stokları bombalamak da bu silahların yerleşim yerlerine yayılmasına sebep olabileceği için aynı ölçüde riskli, üstelik silahların yerlerini net tespit etmek kolay değil.
BM kimyasal silah kullanıldığını doğrularsa Obama, üzerindeki baskıyı azaltmak için, binlerce askeri sahaya göndermeden, askeri önemi olan bir tesise sembolik bir saldırı düzenleyip Esad'a gözdağı verebilir. Bir diğer seçenek Rusya'yı BM çerçevesinde hareket etmek için zorlamak. Bu işe yaramazsa NATO ve Arap Birliği'nin desteğiyle Libya tarzı bir müdahaleye evet demek zorunda kalabilir.