Erkunt Traktör Yönetim Kurulu Başkan Vekili Zeynep Erkunt Armağan: "İlk kadın döküm satıcısıydım. İlk motoru da ben üreteceğim diyorum. Neden demeyeyim ki? Yola çıkmak yolun yarısı demektir."
Kadın Yöneticiler Organizasyonu-Women Presidents’ Organization kadınların yönettiği şirketler arasında en hızlı büyüyenleri araştırıyor ve Erkunt Traktör dünyada 6’ncı seçiliyor. Türk pazarındaki üçüncü büyük marka olan Erkunt Traktör, Türkiye’nin ilk yerli tasarım traktörlerini üretiyor. Genel Müdürü, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Zeynep Erkunt Armağan, Amerika’daki tören için “Çok istedim, tüm çalışanlarım yanımda olsun çünkü ben bu ödülü onların sayesinde aldım” diyor ve ekliyor: “Pazarın lideri Türk Traktör yurtdışı lisanslı üretim yapıyor. TÜMOSAN'ın, tasarımı yerli değil.” Zeynep Hanım Türkiye’de ve dünyada da ilk ve tek traktör üreticisi kadın. Eşi Tuna Armağan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı. Zeynep Hanım'ın babasının vefatıyla eşi Tuna bey döküm işinin sorumluluğunu üstleniyor. “Ağır sanayide onun işi çok daha zor. Erkunt Traktör’de eşim yönetim kurulu başkanı ama tüm iş benim üstünde” diyor.
İLK KADIN DÖKÜM SATICISI
* Siz Türkiye’de ve dünyada ilk ve tek traktör üreticisi kadınsınız. Nereden geldi aklınıza traktör işi?
Dünyadaki ilk kadın döküm satıcısıydım. Kapı kapı dolaşıp satarken, dediler ki yapacak başka bir iş bulamadın mı, niye ağır sanayinin içindesin? Bizim döküm parça sattıklarımız iş makiensi, traktör ve otomobil üreticileriydi. Kendimiz bir şey üretelim dediğimizde de traktör fikri ortaya çıktı. Otomobilde üretim serisinin yüksek olması gerekiyor. İş makinesinde de Türkiye’de kendi tasarımıyla giren ve müthiş başarılı olan var. Orada ikinci olmaktansa traktörde birinci olalım dedik. Benim için de motive eden şuydu, Türkiye’de traktörler çok eski. Yeni teknolojilerle üretilmiş traktörlere ihtiyaç vardı. Eski sistem arasına birisinin kesip araya girmesi, ben de varım demesi gerekiyordu, yeni teknolojiyle biz girdik.
MOTOR DA ÜRETECEK
* Ar(aştırma)-Ge(liştirme) bütçesinizin oranı ne?
Üç ayak dediğimiz, ar-ge yatırımı olabilir, ar-ge personeli olabilir, ar-ge projesi olabilir, her sene ciromuzun yüzde 2’sini ayırıyoruz. Türkiye için bu oran büyük gibi gelebilir. Biz sonuçta tamamen kendi yaptığımız tasarımlarla ayakta duran bir firmayız. Türkiye’de eğilim bunun yarısı, onu da biliyorum ama yüzde 1 cirodan pay vererek ar-ge’deki üç bacağı hayata geçiremeyiz. Yakında motor üretimine de başlayacağız inşallah. Türkiye’de motor üretiminin yapılması lazım. Bu traktörde de kullanılır, iş makinalarında da.
YOLA ÇIKTIK BAŞARACAĞIZ
İlk motoru da ben üreteceğim diyorum. Neden demeyeyim ki? Yola çıkmak yolun yarısı demektir. Başarırsam çok mutlu olacağım.
ÇİFTÇİ 5-6 YILLIK KREDİYLE YENİLİYOR
* Türkiye’de traktör parkının yaşı nedir? Çiftçi traktörünü kolay yenileyebiliyor mu?
Yeniliyor ama çok zor. Kendi imkanlarıyla mı yeniliyor? Hayır. Yüzde 90'ı, 5-6 yıllık kredilerle yapıyor. Mekanizasyona para yatıracak çiftçinin öz kaynağı yok. Mekanizasyona yatırım yapmadığı takdirde de işletme maliyetleri artıyor. Şöyle bir akıl kullanıyor, ben bunu her hasat zamanı ödeyecek şekilde taksitle alayım, işletme gideri yerine faiz ödeyeyim diyor ama zor bir sistem. Bir de takas sistemi var. Çiftçi elindeki traktörü sıfır traktör alacağı bayiye veriyor. Üstünü de bankadan aldığı krediyle tamamlıyor. Çok zor ve bu uzun sürede dönmez bir sistem. Çiftçinin gerçek anlamda üretimin, emeğinin karşılığını alması lazım, doğru fiyatlarla malını satabilmesi lazım. Şunu unutmayalım ki Türkiye’de çok ciddi bir aracı sistemi var. Tarladan markete, bize gelene kadar ürün en az dört kere el değiştiriyor.
TÜRKİYE ZENGİNLEŞİR
Arada çok fazla para kazanan birim var. Neticede çiftçi emeği sarf eden, kimse kızmasın benim gönlüm çiftçinin para kazanmasından yana. Türkiye ancak çiftçi zümresi zenginleşirse, zenginleşecek bir ülke. Halihazırda yüzde 24’ü tarımdan para kazanıyorsa, biz bu kitleyi zenginleştirmekle yükümlüyüz. Ancak aracı kurumlar, yani ilk alan toptanca sonraki perakendeciler derken, bizim elimize çiftçinin sattığı fiyatın 4-5 katı fiyatla ulaşıyor, ürünler. Bunu çiftçiye karşı büyük bir haksızlık olarak görüyorum. Başka bir sistemin kurulması gerekiyor. Tarım Bakanlığı bu sistem için bir destekçi, bir yol gösterici olmalı.
ONLAR İSTİYOR BİZ YAPIYORUZ
Bizim traktörlerin modellerinin adı Nimet, Servet, Kıymet, Haşmet, Kudret, çiftçilerin isimleri. Çiftçi de biliyor ki, isteklerimizi, sıkıntılarımızı söylediğimiz zaman Erkunt hayata geçirir. Bir çiftçi dedi ki, bizim tasarladığımız traktörleri siz üretiyorsunuz. Ben bu söze âşık oldum. Evet, onlar tasarlıyor. İstediklerini söylüyorlar, biz de resmediyoruz, hayata geçiriyoruz
TARIM BAKANI EKER CANINI DİŞİNE TAKARAK ÇALIŞIYOR
- Çiftçilik, köylülere bırakılmayacak kadar stratejik öneme sahiptir. Çiftçi toprak işlemeyi, ürün almayı biliyor mu, doğru, çağdaş yöntemleri kullanıyor mu? En basiti sık sık yanlış zamanda ve miktarda zirai ilaçlamadan söz ederiz ve yediklerimizle zehirlendiğimizi konuşuruz. Önemli iki eksiklik var. Biri çiftçinin eğitim eksikliği ve atadan gördüğü çiftçilik metotlarını uygulama direnci. İkincisi de Türkiye’deki tarım politikalarının eksikliği. Bu ikisi bir araya geldiği zaman çiftçilik bu ülkenin gelişimine destek olacak fonksiyon olmaktan çıkıyor. Çok memnunum ki tarım politikalarını değiştirmek ve daha köklü hale getirmek için çok ciddi çalışmalar var. Tarım Bakanımız Mehdi Eker canını dişine takarak çalışıyor. Kanunun birinci adımı çıktı, toprağı bölmemek. Bölünmeyen toprakta tarım yapmak ekonomiktir.
KARIŞ KARIŞ İNGİLTERE'Yİ DOLAŞTIM
Traktörün memleketi İngiltere’ye satmak için 3 sene uğraştık, karış karış dolaştım. İskoçya’dan, başlayıp, ortanın altına kadar tek tek traktör, traktör yedek parçası, iş makinası satan tüm firmaların kapısını çaldım. Türkiye’de böyle bir marka üretiliyor, motorunu da İngiltere’den alıyorum son derece sağlam, alır mısınız, hiç olmazsa test etmek ister misiniz dedim. Traktörlerimizle tarla gösterileri yapa yapa, bayilikler vere vere döndük. İngiltere referans oldu, ardından Almanya’ya girdik. Şimdi Fransa peşindeyiz. Benim hedefler bitmez ardından Amerika var.
KADIN İŞÇİ İSTEDİM GÜLDÜLER
* Kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yapıyor musunuz?
Kabin bölümünü kurarken dedim ki bu iş çok hassas bir iş. Türkiye’de bir ilki yapacağız otomotivde kadın çalışan alacağız. Tahmin edersiniz, erkeklerle yapıyorum bu toplantıyı. Hepsi ağzının kenarıyla güldü. İyi siz gülün dedim. Yatırım ilerliyor, personel arayışı başladı. Önüme sürekli erkek iş başvurusu geliyor. Tuvaletleri erkek ve kadın tuvaleti diye ayırttım.Anladılar ki kadın personelde ciddiyim.Önüme ilk kadın başvuruları gelmeye başladı. Kızlarımız da sanayide çalışmaktan korkuyor, kuaförde, tekstilde çalışma fikrini öğretmişiz.