Bugün bayram arifesi... Önce bir bayramlaşalım, sonra yazıya geçelim. Bayramınız mübarek olsun.
Mademki bayram “moduna” girdik, o halde sizi sıkmayacak olan bir yazı “klavyeme alayım” dedim:
Geçen gün bir kanalda “Türkçe” tartışılıyordu...
Programı “beğeni” ile ve üstelik “keyifle”, hatta ve hatta “zevkle” izledim.
(Hem keyif hem de zevk sözcüğünün beğeni sözcüğüyle karşılık bulmasının, keyfinizi kaçırıp kaçırmadığını elbette bilmiyorum. Bu, neticede bir zevk meselesidir, beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, keyfiniz bilir tabii!)
Evet bahsettiğim programı izlediğimde, 30’lu yıllarda oluşturulan ünlü Güneş-Dil Teorisi konusu aklıma geldi.
Hâlâ bu teoriye inanan insanları görünce, kendimi sanki güneş ağzımın içine girmiş de dilimi yakmış gibi hissediyorum.
Bu “eşhas”a göre, “Apollon” ve “okey” Türkçedir; çünkü ilki “Alp Oğlan”dan, diğeri “okay”dan gelmiştir.
Güya, eski Türkler “ay”a “ok” fırlatma yarışı yaparlarmış ve en uzağa kim atarsa bunu başaran kişiye “ok-ay, tamam” derlermiş ve “okey” kelimesi de bundan türemiş.
(Güvenli ilişki markası diye tanıtılan Okey’in üremeyi engellemesinin, okey’in okay’dan türemesiyle bir ilgisi var mı, bilmiyorum! Ha, bak bu olabilir... Belki de güvensiz ilişkilerin unutulmaz oyuncusu, daha doğrusu erotik filmlerin unutulmaz oyuncusu Arzu Okay’ın soyadı belki de buradan geliyordur!)
Bu arada, şelalesiyle ünlü Niagara sözcüğü ise “ne yaygara”dan geliyormuş.
Çünkü eski Türkler bu şelaleyi görünce “Ne yaygara, ne yaygara...” derlermiş.
“Amazon” kelimesinin kökeni de Türkçe imiş.
Zira bu isimle anılan nehir çok uzun olduğu için eski Türkler “amma uzun” diyormuş.
Evet bazı okurlar “Kardeşim ‘niagara’ pardon ne yaygara yapıyorsun, üstelik ‘amazon’ pardon amma uzun yazı yazmışsın” demesinler diye ‘kıssa’ pardon kısa yazdım!
Özdil’in apostroflu başlıkları
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil’in kelime oyunları konusunda mahir olduğu iddia edilir. Oysa Özdil, kelime oyunu değil harf oyunu yapar.
Harf oyunu bir tuğlayı yerine koymak ise, kelime oyunu bizatihi estetik bir duvar örmektir. Bazıları da cümle oyunu yapar ki, o, duvar örmek değil direkt rezidans yapmaktır!
Özdil’in neticede ihtisasını Harf Akademileri’nde yaptığı, yazılarını ise Harp Akademileri’nin hoşuna gidecek şekilde yazdığı rivayet edilir. Tabii, bu harf oyunlarını yaparken kelimelerin kafasını gözünü öyle bir yarar ki sözcüklerin tedavisi için acil yardıma gelen AMPULans’ın ŞANS’ımanının bozulması bile kaçınılmaz olur.
Patenti bana ait olan AMPULans ve ŞANSıman kelimelerini özellikle yazdım. Bu tür anlamsız harf yığınlarının mucidi odur.
İşte aşağıda sıralayacağım bazı sözcükler, bu kalemin ürünüdür. (Dikkat, “Özdil BUKALEMUN bir üründür” demedim!)
İşte hiçbir değişiklik yapmadan aktaracağım o sakil, o sefil, o zelil başlıklar:
Haya’ldi gerçek oldu... KASvET... Nan’kör... Real’ite... Zonk’uldak... Oy pusu’lası... Hafız’a... maALESef... Rekatatar... Danı’Şık... ADAyLET... Beş’ik... OSTİMsah... Hatırl’atış... Kovalisyon... Ertuğrul Günay’dın... Almamya... Ak’tronot... Açılım’ken kaçılım... Kül’tür başkenti... Recepsiyon... Maden’iyet dediğin... Kustaricart curt... K’oyun... Bira’zcık vefa... “Aldı”rma gönül... Or’kestra... YAŞama yürütme... Anayasafiyet... Halimiz h’arap... Basın’ç... Etik’et... Gaz’ap... Tasl’ak... Kaç’ak... SİT’tir... Ampul k’açlık... Zam’biya... AğDALET... THY’ersen... B’alık... Ni’Çin... Yas’ak... TRTenekon.
Daha fazlasını yazmaya dayanamadım. Ama ben de bu sözcükler gibi absürt sözcük türetmek için daha fazla dayanamadığım için kendisine muhtemel ve müstakbel başlık atması için “şaftı kaymış” yeni sözcükler öneriyorum:
Huri’yet... Saba’h... Erkek egemen Bağış... Recep İvedilikle... Nedim Şengeneral.. Uğur Dündar’dı Bugüngeniş... Süleyman Demi’moore... BÜL-end... İsm’et Lokantası... LimonATA RAKI-1A...
Burada kesiyor, yazımın başlığını “Bir zamanlar televizyonum TelefunİKEN, bilgisayarım filtreli Samsung’du” başlığıyla değiştiriyorum. Buraya kadar okuma sabrı gösterdiğiniz için de AYrıca teşekkür ediyor, nezaketinize mukabil “AYYrica ederim” demek istiyorum.