Ukrayna'daki Rus işgalini detaylı olarak tek seferde yazabilmek mümkün olmadığı için ortaya çıkan yeni gelişmelerle birlikte bu işgali bölümler halinde yazmaya karar verdim. 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Ukrayna'daki Rus işgali bu güne kadar Rusya'nın istediği hızda ilerleyemedi. Kırmızı doktrine sahip Rus ordusunda motorlu kolların ortalama hızları günlük yaklaşık 40 kilometredir. Rus taarruz kollarının bu güne kadarki ilerleme mesafeleri ise yaklaşık 50-100 km arasındadır yani 400 km ve üzerine çıkamamıştır. Dolayısıyla ortada Ruslar açısından bazı problemler olduğunu söylemek mümkündür. Bunlardan birincisi lojistik problemlerdir. 603.548 km².lik Ukrayna'nın neredeyse üçte ikisinde harekât yürüten Rus ordusu günlük 400 ton gıda tüketmekte ve 2 milyon litreden fazla akaryakıt harcamaktadır. Ruslar bu güne kadar etkili bir lojistik sistem kuramadıkları için sağda solda bozulan, yakıtı biten çok sayıda terk edilmiş Rus tanklarının olduğunu gördük. Rus ordusu açısından sorun oluşturan diğer bir konu ise Ukrayna ordusunun kısa sürede kuvvetlerini koruyacak tarzda modern savunma yöntemlerinden biri olan Bitişik olmayan bölgelerde sektörel savunmaya geçebilmiş olması ve bu savunma stratejisini bu güne kadar başarıyla uygulayabilmesidir. Aynı zamanda Ukrayna ordusu derinlikte ilerleyen Rus taarruz kollarının yan ve gerilerine mahdut hedefli bozucu karşı taarruzlar yaparak sektörel savunmadan aktif savunmaya da geçebilmiştir. Ukrayna ordusu aktif savunma kapsamındaki bozucu karşı taarruz uygulamalarını Kiev'in kuzeyindeki Irpın ve Donetsk bölgelerinde başarıyla gerçekleştirdi. Ayrıca batının sağladığı ileri teknoloji ürünü alçak irtifa hava savunma füzeleri ve tanksavar roketleri sayesinde Ukrayna ordusu Rus uçaklarına karşı havada mevzi ve karada ise kısmi dengeler sağlayabilmiş, Rus tanklarının manevra kabiliyetini belirli alanlarda tahdit edebilmiştir. Dolayısıyla Ruslar sahada halen durum üstünlüğüne sahip olmakla birlikte bu üstünlüğün harekâtın başlangıcına göre kısmen azaldığı gözlenmektedir. İşte tam da bu noktada Ruslar durumu geliştirmek ve ileri harekâtı desteklemek için 6 orduyla başlattıkları işgali 4 orduyla daha takviye ettiler. Taarruzda kuvvet çoğunluğu ise Belarus'tan Kiev'e doğru olan mihver üzerindedir. Yani işgalin birincil hedefi halen başkent Kiev ve Ukrayna'nın siyasal yönetimidir. Ancak Ruslar cepheyi takviye etmekle birlikte taktik de değiştirdiler. Başlangıçta alan kontrolü amaçlı olarak bölgeleri ele geçirmeye dayanan hâkimiyet stratejisi yerine artık Ukrayna'nın siyasal merkezi olan başkent Kiev'i, sanayi merkezi olan Harkov'u ve liman şehri olan Odesa'yı ele geçirerek bütün Ukrayna'ya sahip olmayı planlıyorlar. Yani yeni stratejileri şehir savaşları olacak. Bu gün yârin meskun mahal savaşları başlayacak gibi görünüyor. Zaten Ukrayna halkı da beklenenin aksine ülkeden kaçmak yerine kalıp Ruslarla savaşmayı, ülkelerini işgale karşı savunmayı tercih etmiş görünüyorlar.
Ruslar şehir savaşları öncesinde Ukrayna halkının savaşma azmini kıracak hedeflere yönelerek ülkenin askeri ve sivil bütün alt yapısını tahrip ediyorlar. Bir anlamda etki odaklı harekâtın hedefi sivil halkın bezdirilmesine yönelmiş durumda. Bu kapsamda elektrik santralleri vurularak elektrikleri kesiyorlar, su depolarını ve boru hatlarını vurarak halkı susuz bırakıyorlar, gıda ambarlarını ve yakıt pompalarını tahrip ediyorlar. Ancak görünen o ki Ukrayna halkı bezip bıkacağı yerde Ruslara karşı daha da bileniyor. Çünkü bu tür şiddet hareketlerinin ön görülmeyen ters etkileri de olabilir. Halkı sindireyim derken direnişi güçlendire de bilir. Sonuç olarak Ukrayna'daki harbin kaderini şehir savaşları belirleyecek gibi görünüyor. Ukrayna sahasında hava üstünlüğü halen Ruslarda olduğu için Ukrayna ordusu ve sivil direniş guruplarının Ruslara daha yakın lokasyonlarda bulunmaları, şehir savaşları yapmaları ve gece taarruzları icra etmeleri dışında fazla bir seçenekleri yok. İkinci safha olarak da adlandırabileceğimiz bu dönemde Ruslar için en önemli konu Ukrayna milli güçlerinin batıdan aldıkları yardımı kesebilmeleridir. Batıdan yardım aldıkları müddetçe direniş devam edecek, direniş devam ettikçe savaş uzayacak ve Ruslar istemedikleri maliyetlere katlanmak zorunda kalacaklardır. Taraflar henüz sahada birbirlerine karşı dengeye ulaşamadıkları için de kısa vadede barış görüşmelerinden bir sonuç çıkması çok mümkün değildir. Çünkü masayı sahadaki gelişmeler şekillendirmektedir. Ancak Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarının 10 Martta Antalya'da yapılacak Diplomasi Forumunda Türkiye'nin arabuluculuğunda bir araya gelerek üçlü formatta barış görüşmelerinde bulunmaları da süreç açsından umut vericidir.