Geçtiğimiz hafta ‘Suspiria’ ile remake yani yeniden çekilen filmleri ele almışken yerli bir örnek olarak ‘Her Şey Seninle Güzel’ tam da aynı hafta vizyona giren biri yabancı diğeri yerli remake film olarak bir bakıma ‘remake müessesesini’ kendiliğinden açıklığa kavuşturuyor.
Günümüz Türk sinemasını Yeşilçam’la kıyaslarken her geçen gün daha iyi hikâyelerle, daha gelişmiş prodüksiyonlarla karşılaştığımızdan bahsederken, diğer taraftan da gerek özgün konu ve yaratıcılık sıkıntısıyla gerekse de sinemadan anlamayan yapımcıların kendince ‘muhteşem bir fikir’ bulduğunu düşünerek ticari bir yaklaşımla bire bir lokalize ettiği filmler Türk sineması adına bu küçücük umudu da yerle bir ediyor. 1997 yapımı ‘My Best Friend’s Wedding’in yerli versiyonu olan ‘Her Şey Seninle Güzel’ filmi bu anlamda Burcu Biricik, Mert Fırat, İlker Aksum ve Hazar Ergüçlü’den oluşan önemli oyuncu kadrosunun tüm çabalarına rağmen ne yazık ki orijinal filmin çekildiği dönemin (ki tam 21 yıl öncesinden bahsediyoruz), ülkenin kültürel farklılıklarını ve hatta esprilerini bile göz ardı edip cümlesi cümlesine İngilizce ’den Türkçeye çevrilmiş bir yapım olarak ‘remake’ten ziyade talihsiz bir teşebbüs olarak kalıyor.
Luca Gudagnino’nun ‘Suspiria’sından verdiğimiz örnekteki gibi, aslında dünyadaki diğer başarılı remake örneklerine baktığımızda izleyicinin zekasını küçümseyen ticari bir anlayıştan ziyade, yönetsel niyetle yapıldığında, remake’lerin en yaratıcı filmlere dönüşebileceğini görüyoruz.
Filmin konusunu artık hepimiz bilsek de çok kısaca, Julia Roberts’ın başrolünde yer aldığı ‘My Best Friend’s Wedding’ filmindeki gibi, 30’larına yaklaşıklarında hâlâ kimseyle evlenmemişlerse birbirleriyle evleneceklerine söz veren Deniz (Burcu Biricik) ve Emre (Mert Fırat) yıllar içinde birbirlerinden kopmuştur. Taa ki Emre birkaç gün sonra evleneceğini söyleyerek Deniz’i düğününe davet edene kadar…
Film aradan 21 yıl geçmesine ve günümüzün değişen ilişki dinamiklerine rağmen bire bir aynı diyaloglar ve kurgusal bakış ile ele alınırken keşke yönetmenin de filme kendinden kattığı yorumlar olsaydı, 1997 Amerika’sında geçen bu hikâyeyi yönetmenin gözünden 2018 Türkiye’sinde geçen bir ‘En İyi Arkadaşım Evleniyor’ öyküsü olarak izleseydik diyoruz.
Dolayısıyla ne yazık ki ‘Her Şey Seninle Güzel’i beyazperdede izlerken insan ‘taklitler asıllarını yaşatır’ diye düşünmeden edemiyor.