Yapılan tahminlere göre 22 milyon nüfuslu Suriye’de bugüne kadar öldürülen insan sayısı 80 bin düzeyini aştı ve ağustos ayında da 100 bin düzeyini aşacak. Ayda 6000 kadar insan öldürülüyor. Bu 1990’lı yıllardaki Bosna katliamından daha fazla bir miktar, hem de yarısı kadar bir zamanda. Nüfusun yarısı ise evlerinden veya yaşadıkları bölgelerden kaçmak zorunda kalmış durumda. Ancak bu gidişatla Suriye Balkanlar’dan çok “paramparça" ve terör kurbanı Somali’ye benzeyecek ve savaş da çok uzun zaman sürecek diye düşünülüyor.
İÇİNE ÇEKME GAYRETİ
Suriye şu anda üç parçaya bölünmüş durumda. Batı’da Esad rejimi hakim. Çoğunlukla Alevilerin yaşadığı Batı bölgesinde ülke genelinin azınlığı olan Aleviler çoğunluğu oluşturuyor. İran’ın desteklediği Hizbullah savaşçıları da Lübnan’dan girip Esad kuvvetlerine destek veriyorlar. Sünnilerin çoğunluğu oluşturduğu Kuzey ve Orta Suriye’de silahlı muhalefet hakim. Bu bölgede de Jabhat al Nusra adındaki kısaca Nusra duruma hakim ve El Kaide’den de destek almakta. Kuzeydeki çoğunluk Kürt olan bölgede ise geçmişte PKK’dan destek alan militanlar silahlı muhalefet oluşturmakta.
Bu bölgesel ayırımın ötesine geçilip de günlük ölüm sayısına bakıldığında ise ölüm sayısı 2007 yılında Irak’taki savaştaki sayıları da aşmış durumda. Savaş bu durumda komşu ülkelere de sıçramakta.
Ürdün’deki Zaatari mülteci kampında 180 bin kişi bulunuyor, bu kamp şu anda Suriye’nin dördüncü büyük kenti gibi. Lübnan zaten Sünni - Şii kavgasına alışık ve sık sık da Lübnan’da Sünni ve Şii gruplar arasında çatışma çıkmakta. Bu arada El Kaide de Suriye’de kendine yeni bir yer bulmuş durumda. Jabhat El Nusra ile de işbirliği yapmakta. Türkiye’deki mülteci sayısı da ulusal medyamızda güncel şekilde yer almakta ve çok büyük ve her gün büyümekte ve Türkiye de yavaş yavaş Suriye sorununun içine çekilmekte.
EKONOMİK ZARAR
Tabii Obama iki yıl kadar evvel Esad gitmelidir sözünü ettiğinden bu yana silahlı mücadele ve ölü sayısı artmış durumda. Amerika ise aktif savaşın dışında kalmaya ve uzaktan destek sağlamaya çalışıyor. Ancak Suriye olayı ABD gözlüğüyle bakıldığı zaman dünya petrol kaynaklarının yüzde 65 ve doğalgaz kaynaklarının da yüzde 40 kadarının bulunduğu bir bölgede, Irak, Türkiye, Ürdün ve İsrail gibi müttefiklerinin bir başka cephede savaş içine çekilmelerine ve de terörizmin yayılmasına seyirci kalamaz.
Birçok kimse Suriye sonunda üç ayrı devlete bölünür diye düşünmekte: Kürt, Alevi ve Sünni temelli üç devlet.
Ama bu Suriye’de çok zor. Çünkü ülkenin her yerinde her kökenden insan bir arada oturuyordu. Bu nedenle üç ayrı devlet de kurulabilse çok fazla insan göç yaşayacak ve gerilim çok uzun sürer.
Bu gerçek göz önüne getirildiğinde Ortadoğu ekonomileri Batı’daki depresyon sona erse de uzun zaman bu bölgesel sorunlardan ciddi ekonomik zarar görecekler diye düşünmek doğru!