TÜİK tarafından ağustos ayı dış ticaret verilerine göre ihracat yüzde 2,8 oranında azalarak 11,1 milyar dolara, ithalat ise yüzde 18,2 oranında azalmayla 16 milyar dolara geriledi. Bu gelişmeler sonucunda, ithalattaki keskin düşüş neticesinde geçen yılın aynı ayında 8,1 milyar dolar olan aylık dış ticaret açığı neredeyse yarı yarıya azalarak 4,9 milyar dolara indi. On iki aylık hareketli toplamda, yıllık dış ticaret açığı 75 milyar dolar seviyesine geriledi. Bu rakam 2013 sonunda 100 milyar dolar, 2014 sonunda ise 85 milyar dolar olmuştu.
Mevsimsel dalgalanmalara göre düzeltilmiş dış ticaret verilerinde ise ağustos ayında ihracatın bir önceki aya göre yüzde 1,6 oranında toparlandığını, ancak ithalatın yüzde 9,5 oranında azaldığını görüyoruz. Aşağıdaki grafik mevsimselliğe göre düzeltilmiş dış ticaret verilerindeki aylık gelişmelerin trendini özetliyor:
Hem TÜİK’in açıkladığı ham verilerde, hem de mevsimselliğe göre düzeltilmiş verilerde ithalatta görülen keskin düşüş dış ticaret açığındaki toparlanmanın temel faktörü durumunda. İhracat, yukarıdaki grafikte de görüldüğü üzere dalgalı ve yatay, hatta hafif bir düşüş eğiliminde. Ancak hem ekonomik aktivite ve iç talepteki zayıflama nedeniyle, hem de küresel enerji ve hammadde fiyatlarında görülen düşüşler sayesinde ithalatta görülen keskin düşüş daha belirgin. Özetle, ihracat artışıyla değil ama ithalattaki hızlı azalma sayesinde aylık dış ticaret açığı aylık 10 milyar dolar sınırından 5 milyar dolar seviyelerine gerilemiş durumda. Dış ticaret dengesinde ithalat bazlı toparlanmanın önümüzdeki aylarda da devam etmesi bekleniyor.
İthalat tarafındaki gelişmeler Türkiye’nin cari açık bazlı kırılganlığı azaltması nedeniyle olumlu sayılabilir. Ancak ihracat tarafındaki gelişmeler ekonomik büyümeyi çok fazla destekler nitelikte değil. Yılın ilk sekiz ayında toplam ihracatımız yüzde 8,7 oranında düşmüş. Detaylara baktığımızda en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa ülkelerine olan ihracatımız ilk sekiz ayda ortalama yüzde 9,6 oranında gerilemiş. İkinci önemli pazarımız olan Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine ihracat ise yüzde 5,5 oranında gerilemiş. Bu iki gruptaki ülkeler ihracatımızın toplam yüzde 80’ini oluşturuyor.
Son dönemdeki siyasi ve uluslar arası gelişmeler dikkate alındığında, hem Avrupa’daki büyüme ve talep koşullarının aleyhimize olması, hem Ortadoğu ve yakın coğrafyamızda süren gerilim ve problemler ihracat potansiyelimize olumsuz olarak yansıyor. TL’nin değer kaybının ise ihracatı beklenildiği ve düşünüldüğü kadar olumlu etkilemediği bir dönemdeyiz. Yurtiçi talepte de hem seçim atmosferi nedeniyle hem de küresel dalgalanmaların bir sonucu olarak belirsizliğin arttığı bir dönemden geçiyoruz. İhracatta veya iç talepte ciddi bir toparlanma trendi görülmediği takdirde, yıllık büyüme hedeflerini tutturmak zor olur.